Güneş Kıbrıs

Atun: Kıbrıslı Rumlar, Crans Montana’daki Tavizlerin Peşinde

Kıbrıs müzakerelerine Crans Montana’da kalındığı yerden başlaması konusunda ısrar eden Rum tarafının 13 maddelik taviz listesinin peşinde olduğunu savunan Prof. Dr. Ata Atun, BM’nin artık malumu ilan etmesi gerektiğini dile getirdi.
2017 yılında İsviçre’nin Crans Montana şehrinde gerçekleştirilen ve başarısızlıkla sonuçlanan Kıbrıs Konferansı’nın ardından Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin Kıbrıs Sorununa ilişkin çözüm paradigması “iki devleti çözüm” üzerine yeniden inşa edildi.

28 Nisan 2021 tarihinde İsviçre’nin Cenevre kentinde, Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde düzenlen 5+1 formatındaki gayri resmi Kıbrıs konulu konferansta, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta kalıcı çözüm için Egemen Eşitlik ve Eşit Uluslararası Statünün, BM Güvenlik Konseyi tarafından teyit edilmesi şartına bağlı 6 maddeden oluşan önerilerini sunarak, Türk tarafının kararlılığının, BM kayıtlarına geçmesini sağlamayı başarmıştı.

13 Şubat 2023’te Cumhurbaşkanı seçilen Rum Lider Nikos Hristodulidis ise “Egemen Eşitliğin” tartışmaya açık bir konu olmadığını söylerken, müzakerelere Crans Montana’da kalındığı yerden dönülmesi çağrısı yapmıştı.

Son dönemde sıkça dile getirilmeye çalışılan bu çağrının Türk tarafı için bir karşılığı olabilir mi? Müzakerelere Crans Montana’da kalındığı yerden devam edilebilir mi?

Gazeteci Aziz Karaaziz ve Mert Özdeş’in BRT’de yayınlanan Perspektif adlı programında bu konu masaya yatırıldı. Program konuğu Kıbrıs İlim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Atun, küresel ve bölgesel konjonktürün değiştiğini belirterek, Crans Montana’ya dönmenin Türk tarafı için artık mümkün olmadığını değerlendirdi.

Kıbrıslı Rumların Crans Montana’da başarısızlıkla sonuçlanan Kıbrıs Konferansının ardından, koşulsuz ve takvim zorunluluğu olmadan müzakere sürecini yeniden başlatmak istediğini ifade eden Atun, dönemin Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Türk tarafından elde ettiğini iddia ettiği 13 maddeden oluşan tavizleri sıraladı:

Kıbrıslı Rumlara, Türk bölgelerinde 4 özgürlük hakkının tanınması,
Türk topraklarına nüfusun dörtte biri oranında Rum’un yerleşmesi,
Türk nüfusunun dörtte bir oranında dondurulması,
Yasama ve yürütmede Kıbrıs Türkünün 1960 Anayasasında var olan ayrı oy çoğunluğu hakkının iptali,
Devlete istihdamlarda 70 Rum’a 30 Türk, polis ve asker istihdamında 60 Rum’a 40 Türk istihdam edilmesini kaldırılması,
Dönüşümlü Başkanlıkta sürelerin eşit olmaması,
KKTC topraklarının beşte birinin ve 40 civarında yerleşim yerinin Kıbrıslı Rumlara iade edilmesi sonrasında Kıbrıs Türklerinin topraklarının yüzde 29.2’a inmesi, (%20 toprak kaybı)
4 kategorideki taşınmaz malların anlaşmanın ertesi günü doğrudan Rumlara iade edilmesi,
Devlet Başkanlığı seçiminde yüzde 20 çapraz oy prensibi nedeni ile Türk bölgesinde yaşayan Rumların, Kıbrıs Türklerinin Başkanının seçileceği seçimlerinde yüzde yirmi oranına oy kullanması. (çapraz oy)
“Federal Devlete” üniversite eğitimi ve çalışmak için gelecek kişi ve öğrencilere, Merkezi Hükümet tarafından izin verilmesi,
Kıbrıs Türklerinin varlığını koruyabilmesine yönelik mevcut derogasyonların iptal edilmesi,
Mülkiyet konusunun iki federal devlet arasında değil, bireysel olarak çözülmesi,
Yunan vatandaşları Kıbrıs adasına serbestçe giriş yapabilecekken, Türkiye’den gelecek kişilerin “Şengen Vizesi” alarak giriş yapabilmeleri.

Prof. Dr. Atun, Anastasiadis’in bu tavizleri koparmakla yetinmeyerek, “Sıfır Asker, Sıfır Garanti” talebinde bulunması üzerine dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Hayır” dediğini ve konferansın sona erdiğini hatırlattı.

Şu anki Rum Lider Nikos Hristodulidis’in Avrupa Birliği üyelerini 13 maddelik taviz listesi ile Türk tarafını müzakerelere dönmesi için ikna etmeye çalıştığını, ancak bunun Türk tarafı için mümkün olmadığını vurgulayan Atun, “Bunun aksini düşünmek siyasi bir aptallık olur.” dedi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “siyasi eşitliğe dayalı iki devletli çözüm” politikasının da giderek zemin kazandığına dikkati çekti.

Atun: BM, Malumu İlan Etmeli
Atun, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in altı aylık görev süresi içinde taraflar arasında ortak bir zemin bulamaması durumunda, BM’nin malumu ilan etmesi gerektiğini, ancak bunu yapıp yapmayacağının şüpheli olduğunu da sözlerine ekledi.

Exit mobile version