Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cambridge Üniversitesi’nde konferans verdi. Konferansta konuşan Tatar, “Sürdürülebilir bir antlaşma için Kıbrıs Türk tarafının eşit egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsü elzemdir” dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra’da, Cambridge Üniversitesi’nde “Kıbrıs’ta İlerleme için Öneri Yolu” konulu konferans verdi.
Tatar, konferansta; “Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir antlaşma için, Kıbrıs Türk tarafının eşit, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün elzem” olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Tatar, Londra’da, Cambridge Üniversitesi Türk Topluluğu tarafından Cambridge Üniversitesi’nde organize edilen ve öğrenci ile akademisyenlerin katıldığı “Kıbrıs’ta İlerleme için Öneri Yolu” konulu konferans verdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, online olarak da yayımlanan konferansta yaptığı konuşmada, İngiltere’nin, “Kıbrıs konusuna, yeni bir yaklaşımla yaklaşması, garantör güç olarak yükümlülüklerini yerine getirirken, Kıbrıs Türk halkına eşit statü, fırsat eşitliği ve eşit muamele konusunda öncü olması” çağrısı yaptı.
Selwyn Koleji Quarry Whitehouse Konferans Salonu’nda yer alan konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1982 yılında Ekonomi bölümü mezunu olduğu Cambridge Üniversitesi’nde konferans vermekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’den 40 mil uzaklıktaki Kıbrıs adasının, üç kıtanın kesiştiği Doğu Akdeniz’de önemli bir konumda olduğunu belirterek, adanın, doğal gazın bulunmasıyla da bölgede hakimiyet kazanmak isteyen güçler için jeopolitik hesaplarda önemli rol oynadığını kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca İngiltere ile iyi ilişkiler içinde olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, 1950’lerde adayı Yunanistan’a bağlama emelleri içinde olan Kıbrıslı Rumların, 1955-1959 yılları arasında 371 İngiliz askerini öldürdüğünü anımsattı ve İngiltere’de eğitim görmüş ve yaşamış biri olarak herkes için hak ve adalet değerlerine verdiği önemi dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, 1956 yılında aralık ayında İngiltere Sömürgeler Bakanı Alan Lennox-Boyd’un Avam Kamarası’na açıkladığı ve iki yıl sonra dönemin İngiliz Başbakanı Harold MacMillian’ın yinelediği taahhütte “Kraliçe hükümetinin amacı self determinasyona yönelik herhangi bir hareketin Kıbrıs’ın özel durumlarına göre Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlardan farksız olarak, gelecekteki statülerine kendileri karar verebilecek şeklinde uygulanması yönündedir. Kraliçe hükümeti, karma nüfuslarda self determinasyonun uygulanmasında olası seçenekler arasında bölünmeyi de içereceğini tanımaktadır” şeklinde ibarelerin yer aldığını anlattı.
Görevi sırasında federal temelde bir antlaşma için Annan Planı’na destek veren İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un bugün “iki devlet modeline” destek ifade ettiğini ve bu konuya eski bakanın İngiliz basınındaki pek çok makalesinde yer verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, eski Rum Dışişleri Bakanı merhum Nikos Rolandis’in de Rum tarafının en az 15 çözüm planı ve önerisini reddettiğini açıkça yazdığını ve Kıbrıs konusunun egemenlik ve statü konusu ve bir tarafın diğeri üzerinde hakimiyet kurma çabası konusu olduğunu ifade ettiğini aktardı.
İki devlet politikasına ve Kıbrıs konusuna değinen Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasında şunları belirtti:
“Diplomasi yoluna inanan biri olarak önceki denemelerin başarısızlıkla sonuçlanmasından ders çıkararak bugüne kadar bir antlaşmaya varılamamasının esas nedenini iyi anlamak gerektiğini düşünüyorum. Yarım asırdan fazla bir süredir eşitlik temelinde federal bir uzlaşı için yapılan görüşmeler, Rum tarafının Kıbrıs Adası’nı bir Helen adası olarak görmesi nedeniyle sonuçsuz kalmıştır.
2004 yılında, Annan Planı’na Rum tarafı yüzde 76 hayır oyu kullanırken, Kıbrıs Türk tarafı yüzde 64 evet demiştir. Yine Türk tarafının tüm çabalarına rağmen 2017 yılında, Rum tarafının adanın eşit ortağı olan Kıbrıs Türk halkı ile güç ve refahı eşit temelde paylaşma hususundaki isteksizlikleri nedeniyle federal temelde bir anlaşma için denenen son şans da sonuç vermemiştir.
Federal anlaşma temeli artık çökmüştür ve artık yeni ve taze fikirlerin ilerleme yolu olarak ortaya konulmasının zamanı gelmiştir. İyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde yan yana yaşayan iki devlete dayalı yeni politikamız Kıbrıs Türk tarafının eşit egemenliği ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesi temelindedir. Kıbrıs Adası’nda tarihten gelen müktesep haklarımızla en az Kıbrıslı Rumlar kadar eşit hak ve statüye sahip olduğumuz gerçeğini her zaman vurgulamaktayız”.
Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile geçen cuma günü gerçekleştirdiği telefon görüşmesine değinerek, Genel Sekreter Guterres’in açıkça iki taraf arasında ortak zeminin bulunmadığını söylediğini belirtti ve telefon görüşmesiyle ilgili şunları kaydetti:
“Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün kabulünün yeni resmi müzakerelerin başlaması için şart olduğunu anlattım. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulünün reddedilmesinin ise, Kıbrıs Türk tarafının müktesep eşitliğini reddetmek olduğunu ve bunun da ortam zemin bulma ve müktesep eşitliğe dayalı bir anlaşmanın sağlanamamasının altında yatan esas neden olduğunu Genel Sekreter’e ifade ettim.”
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusunda ilerlemenin yolunun BM Genel Sekreteri’nin, Kıbrıs’ta iki tarafın egemen eşitlik hakları ve eşit uluslararası statüsünün iyi niyet misyonu çerçevesinde BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmasını sağlamasıyla olabileceğini aktardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, eski Dışişleri Bakanı Dominic Raab ve İngiltere’nin Avrupa Bakanı Leo Docherty ile makamında yaptığı görüşmelere atıfta bulunarak şunları söyledi:
“Görüşmelerimizde, Kıbrıs Türk halkına İngiltere’nin uygulamakta olduğu adil ve eşit olmayan muamelenin yeniden gözden geçirilmesi konusunu gündeme getirdim. Garantör güç olarak İngiltere’nin her iki tarafa da eşit davranmakla yükümlü olduğunu ilettim. 2004 yılında Kıbrıs Türk halkına uygulanan insanlık dışı izolasyonun sona ermesi yönünde verilen sözlere rağmen bugün halen narenciyemiz, patatesimiz ve diğer ürünlerimiz için doğrudan ticaret yapamıyoruz. İngiltere’ye ülkeden direkt uçuş yapılamıyor. Yolcuların Türkiye’deki havalimanlarından geçmesi (touch down) hem yolculuk süresini hem de uçuş maliyetini artırmaktadır. İngiltere’de yaşayan 350 binden fazla Kıbrıslı Türk ve KKTC’de yaşayan 10 binden fazla İngiliz, bu haksız durumdan olumsuz olarak etkilenmektedir. Gençliğimiz kendi bayraklarıyla uluslararası dostluk maçlarına bile katılamamaktadır. Yaşam ve gelişim hakkı, insan hakları konusudur ve bu da antlaşma sağlanması konusudur çünkü şu anda Rum tarafı eşitlik temelinde bir çözümü kabul etmeden konfor alanındayken; Kıbrıs Türkleri BM ve AB üye devletlerinin haksız izolasyonları altındadır. Bu nedenledir ki İngiltere’nin, Kıbrıs Türklerinin varlığını görmezden gelmeden bu büyük haksızlığın sona ermesi için öncü adımlar atması gerektiğine inanıyorum. Artık Kıbrıs Türk halkı için özgürlük ve adalet zamanıdır.”
Temmuz 2021’de BM Genel Sekreteri aracılığıyla Rum liderliğine 6 iş birliği önerisi sunduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, bu 6 önerinin hidrokarbon kaynakları, adanın Türkiye Cumhuriyeti üzerinden Avrupa enterkonnekte sisteme geçmesi, güneş enerjisi ve yenilenebilir enerjiye geçiş, her iki tarafta su kaynaklarının kullanımı, düzensiz göç ve adanın mayınlardan temizlenmesi konularını içerdiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Tatar, ayrıca, şubat ayında Türkiye’de meydana gelen deprem felaketinin ardından her iki tarafın depreme hazırlıklı olması konusunda iş birliği önerisi yaptığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, iki devlet siyasetine gün geçtikçe uluslararası desteğin arttığını ve İngiliz parlamenterleri ve medyasında yer bulduğunu belirterek, “KKTC’nin bir başarı öyküsü olduğunu” vurguladı.
İki devlet temelinde bir antlaşmayla her iki tarafın kendi ilişkilerini sürdürebileceğini ve herhangi bir tarafın bir diğeri üzerinde hakimiyet veya tehdit unsuru oluşturamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen eylül ayında Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşmaya atıfta bulunarak uluslararası toplumu KKTC’yi resmi olarak tanıma çağrısı yapmasının Kıbrıs Türkleri için tarihi bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türk halkına verdiği desteğin önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na Anayasal ismiyle gözlemci üye kabul edilmesinin de Kıbrıs Türk halkının mücadelesinde çok önemli bir adım olduğunu kaydetti.
KKTC’nin farklı alanlardaki yatırım ve çalışmalarla giderek gelişmekte ve güçlenmekte olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, 144 farklı ülkeden, üniversitelerinde eğitim alan öğrencinin olduğunu, kendi elektrikli araçlarını üretmeye başladıklarını, Ercan Havalimanı’nın yenilendiğini ve 20 Temmuz’da yeni terminal binasıyla Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılmasının beklendiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, kendisini konferans vermek üzere davet eden Cambridge Üniversitesi Türk Topluluğu’na ve konferansa katılarak kendisini dinleyen herkese teşekkür etti.