Reklam
Reklam

Reklam
  • ANASAYFA
  • Kıbrıs
  • Cumhurbaşkanı Tatar’dan net mesaj: Federasyon defteri kapandı

Cumhurbaşkanı Tatar’dan net mesaj: Federasyon defteri kapandı

Reklam
GÜNEŞ MANŞET
Reklam

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, UBP’nin 50. yıl resepsiyonunda “Gerçekleri anlatıyoruz, karşı taraf hayal satıyor” diyerek iki devletlilik vizyonunu vurguladı.

Ulusal Birlik Partisi’nin 50. yıl resepsiyonunda konuşan Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, federasyon seçeneğinin artık gündemden çıktığını belirtti.

Tatar, “Biz gerçekleri anlatıyoruz, karşımızdakiler ise hiç yapamayacaklarını söylüyor” diyerek karşı tarafın siyasetinin çöktüğünü savundu.

5 yıldır KKTC bayrağı ile uluslararası platformlarda ülkeyi temsil ettiğini hatırlatan Tatar, “İki devletlilik vizyonu ile yola devam” mesajı verdi.

Tatar’ın konuşmasının tam metni şöyle:

“Bugün, Ulusal Birlik Partisi’nin 50. Kuruluş yıldönümü için bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Ulusal Birlik Partisi herhangi bir siyasal parti değildir.

Ulusal Birlik Partisi, Kıbrıs Türk Halkının yüz yılı aşan varoluş mücadelesi içinde doğmuş, kökleri şanlı Türk Mukavemet Teşkilatı’na dayanan, Kıbrıs Türkü’nün haysiyet ve özgürlük direnişinin, milli kimliğinin ve milli davamızın yılmaz savunucusudur.

UBP demek, Kıbrıs Türkü demektir.

UBP demek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demektir.

UBP demek, Anavatan Türkiye ve Türk halkıyla sarsılmaz tarihsel bağlar demektir.

UBP demek, özgürlük, bağımsızlık ve egemenlik yolunda hayatlarını feda eden, şehitlerimiz, mücahitlerimiz ve gazilerimiz demektir.

UBP demek, Kıbrıs Türkünün milli direnişini başlatan, Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş ve dava arkadaşları demektir.

Ulusal Birlik Partisi, bu toprakları vatan yapan, devletimizi yüceltmek ve halkımıza refah ve huzur getirmek için çalışan, girişimcisi, esnafı, çiftçisi, köylüsü, memuru, öğretmeni, akademisyeni, doktoru, eczacısı, işçisi ve kadınlarıyla bütün insanlarımız demektir.

Ulusal Birlik Partisi işte böyle bir partidir.

Ersin Tatar olarak siyasete girmeyi ilk düşündüğümde, aklıma gelen siyasi hareket, UBP olmuştur.

2003’te UBP’nin üyesi oldum. 2009’da milletvekili seçildim. Genel Sekreter Yardımcılığı yaptım.

UBP’yi destekleyen halkımızın iradesiyle, sizlerin iradesiyle, Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık yaptım. Hayatımda en büyük onur duyduğum konumlardan birine yani UBP Genel Başkanlığı’na layık görüldüm.

Ve nihayet beş yıl önce yine sizlerin desteği ve halkımızın büyük çoğunluğunun teveccühüyle en büyük onura layık görüldüm. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 5. Cumhurbaşkanı olarak seçildim.

Halkıma ve devletime, canla başla hizmet etme imkanının yolunu açan Ulusal Birlik Partisi’ne ve siz değerli UBP’li kardeşlerime ne kadar teşekkür etsem azdır.

Kıbrıs Türk halkının ilk lideri Dr. Fazıl Küçük’ün Müsteşarlığını yapmış Cemal Müftüzade’nin torunu, bu ülkenin Maliye Bakanlığını yapmış Rüstem Tatar’ın oğlu ve hepsinden önemlisi bu toprağın bir evladı olarak karşınızdayım ve sizlerle bir arada olmaktan, sizlerle UBP’nin 50. yılını kutlamaktan büyük bir onur ve heyecan duyuyorum.

Kıymetli yol arkadaşlarım,

Ulusal Birlik Partimiz, geçtiğimiz mayıs ayında hükümetimizi oluşturan Demokrat Partimiz ve Yeniden Doğuş Partimiz ile birlikte “Sağduyu Mutabakatı” çerçevesinde bir araya gelerek, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bana olan samimi desteklerini açıklamıştır.

Bu destek için başta Genel Başkan ve Başbakan sayın Ünal Üstel’e, Demokrat Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı sayın Fikri Ataoğlu’na ve Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı sayın Erhan Arıklı’ya ve yol arkadaşlarına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Kuşkusuz bu destek benim için çok önemli ve değerlidir.

İnanıyorum ki halkımız şaşmaz sağ duyusu ve demokratik iradesiyle 19 Ekim Pazar günü sandıkta hem Rum tarafına hem de dünyaya gereken mesajı verecektir.

İnanıyorum ki bu mesaj, son beş yıldır Anavatan Türkiye’den de tam destek alarak yürüttüğümüz İki Devletli Çözüm Vizyonumuza kararlılıkla sahip çıkma mesajı olacaktır.

Çünkü bu halk özgürlüğüne ve bağımsızlığa aşıktır. Bu halk, egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün gasp edilmesine karşıdır.

Kıbrıs Türk Halkı hiç kimseye hakkını ve hukukunu teslim etmez. Hiçbir devletin yaması, azınlığı olmaz. Kendi vatanında, Kıbrıs’ta, özden gelen haklarının, tarihsel varlığının inkarına ve istismarına asla izin vermez.

Şimdi bazıları çıkmış diyor ki: kapanmış, tüketilmiş, son kullanma tarihi geçmiş ve sadece Rum’a yarayan federasyon defterini yeniden açacaklarmış.

Ersin Tatar olarak ben de diyorum ki: o iş biteli çok oldu beyefendi, o defter çoktan kapandı ve tarihin mezarlığına gömüldü.

Artık eskimiş defterlere yeniden yazmak için değil, beş yıl önce sizlerle birlikte, Kıbrıs Türk Halkıyla birlikte açtığımız yeni sayfayı, çocuklarımızın geleceğini inşa etmek için, yeni hikayemizi yazmanın zamanıdır. Bizi bu yolda ne Rum durdurabilir ne de halkımızı kandırmaya çalışanlar durdurabilir.

Bitti o devir. Geçti gitti. Milli iradesini ortaya koyan halkımızın karşısında asla duramazsınız. Bu kadar net, bu kadar açık söylüyorum.

Halkımıza sözde ciddiyet vaat edenlere sesleniyorum. Önce siz samimiyetle ciddi olun ki daha düne kadar vesayetçi dediğiniz, protesto ettiğiniz Anavatanla neyi, nasıl görüşeceksiniz onu söyleyin.

Bunlar biliyorsunuz, baktılar ki olmuyor bizi bölmeye, ayırmaya çalıştılar. Şucu bucu dediler. Yahu sen ne desen boşuna, ne desen faydası yok artık.

Bugün büyük Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var senin karşında.

Bugün, Anavatan Türkiye ile her alanda, halkımızın ihtiyaç ve beklentilerine uygun hizmet ve eserleri ortaya koyan, bunları lafla değil, işle, eserle yapan bir devlet var karşında.

Kendi vatanına, egemenliğine, eşitliğine, özgürlüğüne sevdalı ve bu adanın tamamı üzerindeki haklarını ve hukukunu sonuna kadar savunan, mücadele eden bir siyasi irade var senin karşında.

Kıbrıs Türk Halkının sesini duyurmak için, İngiltere’den Avrupa’ya, Amerika’dan Afrika’ya, Orta Asya’dan Avusturalya’ya kadar durmaksızın temaslarda bulunan, halkımızın haklarını her masada savunan bir Ersin Tatar var senin karşında.

Buradan, sizlerin huzurundan, Rum tarafına da sesleniyorum.

Silahlanmayı bırakın. Boyunuzdan büyük, tehlikeli işlere kalkışmayın. Gelin iki devletli çözüm vizyonuyla, yepyeni bir zeminde, hep birlikte adamızda iş birliği yapalım.

Diyalogla, karşılıklı görüşerek, iki eşit muhatap olarak Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz’in en zengin, en huzurlu ve istikrarlı coğrafyası haline getirelim.

Ama önce 62 yıldır gasp ettiğiniz haklarımızı teslim edin. Çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın, sporcularımızın, sanatçılarımızın, üreticilerimizin, çalışanlarımızın gasp ettiğiniz, özden gelen haklarına ve hukukuna engel olmayı bırakın.

Bunları yaparsanız ne ala. Ama eğer hala sadece kendinize fayda sağlayan, sadece Rum’un çıkarlarını koruyan eski statükoyu devam ettireceğiz diye uğraşırsanız size mesajımız açık.

Geçti o devir geçti. Kıbrıs Türk Halkının ve KKTC’nin, gasp edilmiş haklarını er yahut geç ama mutlaka alacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Bir kez daha Ulusal Birlik Partimizin ellinci kuruluş yıldönümünü kutluyor, hepinize en samimi teşekkürlerimi sunuyorum. Sağ olun, var olun.”

Reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?