Güneş Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı “40. Yılında Geçmişten Günümüze KKTC’nin Tarihsel Evrimi” paneli düzenledi

Tatar: “Kıbrıs Türk halkı başka bir devlet veya halkın boyunduruğu altına girmeyecek”

Lefkoşa, 6 Kasım 23 (TAK): Cumhurbaşkanlığı Tarih ve Araştırma Komitesi, “40. Yılında Geçmişten Günümüze KKTC’nin Tarihsel Evrimi” konulu panel düzenledi.

Panele, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da katıldı ve kapanış konuşmasını yaptı. Cumhurbaşkanı Tatar, öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği panelin başarılı geçtiğine işaret ederek, panelde konuşmacı olarak yer alan ve öğrencilere önemli bilgiler aktaran herkese teşekkür etti.

-Tatar

Kıbrıs meselesinin yıllardır sürdüğünü, savaşlarla alınan Kıbrıs adasının her zaman gündemde olduğunu ifade eden Tatar, adanın, tarihinde hiç bir zaman Rum Yunan ikilisinin yönetimine girmediğini kaydetti.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının esas sıkıntısının, adanın İngiltere’ye kiralanmasıyla başladığını ifade ederek, adayı Osmanlıdan kiralayan İngiltere’nin geri vermek yerine ilhak ettiğini kaydetti.

Bunu kabul etmeyen Türklerin bazılarının Anadolu’ya geri döndüğünü, bazılarının adada yaşamını sürdürmeye devam ettiğini, Rum Yunan ikilisinin ise Enosis hayalini hayata geçirmek için girişim yaptığını ifade eden Tatar, Kıbrıs adasında çok karışık işlerin olduğunu, o yüzden tarihi bilmek için iyi araştırmalar yazılması gerektiğini söyledi.

Tatar, KKTC’nin kendi egemenlik ve mavi vatandaki haklarıyla bölgede bir devlet olarak yerini aldığını, bu coğrafyada varlığını sürdürmek için de Türkiye ile birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Türkiye’nin, federal çözüm arayışları sırasında garantörlüğünün tartışılmasından rahatsızlık duyduklarını ifade eden Tatar, Türkiye ile birlikte şu anda yürütülen yeni siyasetle bölgede güçlü bir Türk devleti olarak yerlerini aldıklarını ve Kıbrıs Türk halkı olarak kendi geleceğini tayin edeceğini vurguladı.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının başka bir devlet veya halkın boyunduruğu altına girmeyeceğini belirterek, Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa iki devletin işbirliğine dayalı olabileceğini kaydetti.

Rum tarafı AB üyesi olsa da devlet olarak tam bir düzen içinde çalışmadığını, o yüzden kimsenin haksız yere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni eleştirmemesi gerektiğini ifade eden Tatar, devleti geleceğe, daha iyi bir şekilde yöneterek, sahip çıkarak, milli değerlerle, barış huzur güven içinde taşımak için mücadele vermeye devam edeceklerini söyledi.

Tatar, Filistin’de yaşananlara işaret ederek, Kıbrıs’ta barış içinde yaşamanın Türkiye ve Türk askeri sayesinde olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, panel sonunda konuşmacılara plaket de sundu.

YDÜ İrfan Günsel Kongre Merkezi Salon 1’de yer alan ve Yazar Bülent Fevzioğlu’nun yönettiği panelde, Cumhurbaşkanlığı Tarih Komitesi Başkanı Hasan Topal, Cumhurbaşkanlığında Özel Temsilcilik görevi yürüten Ergün Olgun ile eski siyasetçi, tarihçi İsmail Bozkurt konuşma yaptı.

-Topal

Hasan Topal, konuşmasında, Kıbrıs sorunu tarihi ve müzakere süreçlerine değindi, KKTC siyasi olarak tanınmasa bile dünyaya kendisini kabul ettirdiğini, eğitim, turizm alanında kabul gördüğünü kaydetti.

Rumların KKTC’yi siyasi olarak engellemek yerine işbirliği yapabileceğini, bunun Kıbrıs adası ve bölgeye istikrar sağlayacağına inanç belirten Topal, bitmeyen sorunlarla gündemde kalan Kıbrıs sorununun hiç bitmeyeceğine inanç belirtti, çünkü Rumlar’ın, adada tek bir Türkü bile istemediğine işaret etti.

Topal, Kıbrıs konusunda sadece Kıbrıslı Türkler ve Rumlar ile garantörlerin değil, daha fazla devletin bulunduğunu belirtti, o yüzden sorunun karmaşaya dönüştüğünü söyledi.

-Olgun

Ergün Olgun da, Kıbrıs’ta esas sorunun, Rum ve Yunan tarafının adayı helen adası yapmak istemesi ve yetki paylaşımına gitmek istememesi olduğunu belirtti.

Olgun, Rumların hiç bir şekilde Türklerle ortaklık yapmak istemediğini ve 1963 sonrası cumhuriyetten dışlandığını, Türk tarafının Anayasal düzene dönülmesi talebinin reddedildiğini anlattı.

Olgun, Kıbrıs’ta hem iki toplum, hem de iki ulus arasında sorun olduğunu, bu soruna dış etkenlerin rolünün de karıştığını ifade etti, Kıbrıs’ın coğrafi olarak önemine dikkat çekti.

Kıbrıs Türk halkının o zor yıllara rağmen Anayasal düzene dönmek için görüşmeler yaptığını ancak kabul görmeyince devletini kurduğunu, görüşmelere devam ettiğini anlatan Olgun, günümüze kadar Rumların ortaya çıkan tüm anlaşmalara karşı çıktığını, AB tarafından üye alındığını ve çözümün daha da zorlaştırdığını belirtti.

Rum tarafının Türk tarafını hiç bir zaman eşit görmediğini ve anlaşmaya yanaşmadığını belirten Olgun, KKTC’nin bir devlet olarak uluslararası saygınlığı ve halkının geleceği için daha çok çalışması, etkin verimli bir şekilde girişimler yapması gerektiğini söyledi.

-Bozkurt

İsmail Bozkurt da, Kıbrıs adasının İngilizlere geçmesi ve KKTC’nin doğuşuna giden yolu anlattı.

Bozkurt, Kıbrıs Türk toplumunun, tarihsel süreçte, kendi kimliği ve varlığını korumak, Anavatan Türkiye’den kopmamak ve Enosis’i engellemek için mücadele verdiğini vurguladı.

“İngiltere’nin Kıbrıs’ı ilhak etmesiyle 1915-19 yılları arasında Kıbrıslı Türklere inanılmaz bir baskı uyguladığını” anlatan Bozkurt, Türkler tarafından Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğuna geri verilmesinin istendiğini, ancak bunun mümkün olmadığını kaydetti. Bozkurt, Rumların da Enosis isteğinin hiç bitmediğini belirtti.

Geçen süreçte Kıbrıs Türk halkının ortak olduğu cumhuriyetten atıldığını, sonra devletleşme sürecine girildiğini ifade eden Bozkurt, Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi’nin kurulduğunu, ardından harekatın gerçekleştiğini kaydetti.

Bozkurt, Türk ordusunun adaya girmesinin ardından bir daha asla çıkmaması gerektiğini her zaman savunduğunu söyledi, bu adada barışın, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığı ve egemenliğinin tek garantisinin Türk askeri olduğunu vurguladı.

Panelin sonunda konuşmacılar, katılımcıların sorularını da yanıtladı.

Devlete sahip çıkmanın ve devleti gelecek nesillere güçlü bir şekilde taşımanın önemine işaret eden konuşmacılar, iki devlet zemininde yürütülen yeni sürecin önemli olduğunu, çünkü Kıbrıs sorununda eşit ve hakkaniyet içinde bir çözümün mümkün görünmediğini, federal çözüm modelinin de Kıbrıs şartlarında Kıbrıs Türk halkını felakete götürecek bir model olduğunu anlattı.

Exit mobile version