

Gökbilimciler, yıldızının kavurucu sıcağına rağmen atmosferini milyarlarca yıl korumayı başaran, "ıslak lav küresi" olarak adlandırılan gizemli bir gezegen keşfetti.
Bu keşfi asıl gizemli kılan nokta, gezegenin milyarlarca yıldır o kavurucu sıcaklığa rağmen atmosferini korumayı başarmış olması. Normal şartlarda yıldızına bu kadar yakın ve küçük olan gezegenlerin, yoğun radyasyon nedeniyle atmosferlerini çoktan kaybetmiş olması gerekirdi. Ancak James Webb Uzay Teleskobu’ndan gelen veriler, bu süper-Dünya’nın sanılandan çok daha serin olduğunu ve kalın bir gaz tabakası sayesinde ısısını dengelediğini gösteriyor. Bilim insanları, gezegenin yüzeyindeki magma okyanusunun adeta bir akciğer gibi çalıştığını; bir yandan gazları uzaya salarken diğer yandan onları tekrar içeri çekerek bu kırılgan atmosferi beslediğini düşünüyor.
Dünya’dan yaklaşık iki kat daha ağır olan bu yaşlı dev, düşük demir oranı ve zengin mineral yapısıyla evrenin ilk dönemlerine ait bir fosil niteliği taşıyor. Kendi yıldızının etrafında baş döndürücü bir hızla dans eden TOI-561 b, sadece bir gök cismi değil, aynı zamanda kayalık gezegenlerin en zorlu şartlarda bile nasıl hayatta kalabileceğine dair tüm ezberleri bozan bir kanıt olarak karşımızda duruyor. Bu gizemli dünyanın sırlarını çözmek, sadece uzak galaksileri değil, kendi sistemimizin ve yaşamın temel yapı taşlarının evrendeki yolculuğunu anlamamıza da yeni bir ışık tutacak.






