

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan su an itibarıyla Rum kesimindeki mevcut yönetim öncekilere kıyasla daha barışçı bir hava içerisinde olduğunu ama Kuzey Kıbrıs’ın egemen eşitlik tanımamaları halinde görüşme masasına oturulamayacağını” söyledi.
Erdoğan gazetecilerin sorularını yanıtlarken Kıbrıs konusunda da değindi Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ve sorulara verdiği yanıtlar şöyledir: Güçlü bağların altı çizildi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki güçlü bağların altını tekrar çizmiş olduk. İkili gündemimizde yer alan konuları ve Kıbrıs meselesine dair son durumu değerlendirdik. Maruz kaldıkları onca haksız, hukuksuz ambargoya rağmen, Kıbrıs Türkü kardeşlerimize devlet hizmetlerinin rahatlıkla sunulabilmesi noktasında yürüttüğümüz ortak çalışmaları ele aldık.
KKTC Çekim Merkezi Olacak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’de bir çekim merkezi haline getirilmesi yönünde attığımız ve atacağımız adımları mütalaa ettik. Türkiye olarak, Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaatlerinin korunması, Doğu Akdeniz’de barış, güvenlik, istikrar ve refahın hâkim kılınması için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılını inşa ederken, Ada’nın asli unsuru Kıbrıs Türklerinin haklarını savunmak, önceliğimiz olmayı sürdürecektir.
Bu konuda kararlılığımızı Sayın Tatar’a tekrar ifade ettim. Bundan sonraki süreçleri yine işbirliği içinde yürütmeyi kararlaştırdık. Kıbrıs’ta yeni bir görüşme trafiği söz konusu olabilir mi? Özellikle Rumlardan veya başka çevrelerden bu doğrultuda bir talep var mı? Erdoğan: Şu an itibarıyla Rum kesiminde mevcut yönetim öncekilere kıyasla daha barışçı bir havanın içerisinde. Eğer bu barışçı havayı devam ettirirlerse ve başta Avrupa Birliği olmak üzere bazı tahriklere kapılmadan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitlikteki haklarını korumaya “evet” derlerse biz de “niye olmasın” deriz.
Ama Kuzey Kıbrıs’ın egemen eşitlik haklarını tanımaları lazım, tanımadıktan sonra bu olmaz. Ben hep anlatıyorum, yani bu işin ilk başı İsviçre Bürgenstock’tur. Orada Yunanistan Başbakanlarıyla, ben Başbakanım o zaman, bizler görüşmeyi yaptık ve o zaman bize söz verdiler, dediler ki “referanduma gitmek suretiyle çıkacak, neticede biz Avrupa Birliği olarak yanınızda olacağız.” Ama bunlar maalesef Kuzey Kıbrıs’ın yanında olmadıkları gibi hemen Güney’i Avrupa Birliği’ne dahil ettiler, Kuzey Kıbrıs’ı ise dışarıda bıraktılar. O gün bugündür bu böyle geliyor, Avrupa Birliği dürüst değil. Biz de 50 seneyi devirdik, hala bu Avrupa Birliği aynı noktada, değişen bir şey yok. Şöyle bir masaya yatıracağız bu işleri. Bizim de bunu gözden geçirmemiz gerekir. Türkiye gibi Yunanistan da bir seçim sürecinden geçti, hala geçiyor.
Miçotakis’in partisi çoğunluğu sağlayamadığı için yeniden seçim kararı alındı. 25 Haziran’da komşuda yeniden seçim var. Miçotakis eğer seçilirse sizinle NATO’da görüşmek için fırsat arayacağını söyledi. Siz yeni dönemde Yunanistan’la ilişkiler konusunda nasıl bir öngörüde bulunuyorsunuz? Erdoğan: Bizim seçimden sonra Miçotakis aradı, tebrik etti. Böyle bir süreç oldu. Dolayısıyla şu anda Vilnius’ta böyle bir şey olması halinde biz görüşmekten çekinmeyiz.
İki komşu ülkeyiz. Yeter ki zaman zaman ileri geri verilen mesajlar olmadıktan sonra, biz düşmanlıkları çoğaltmanın değil azaltmanın peşindeyiz. Dolayısıyla onunla da orada bunları konuşuruz. Tabii burada bir şey var. Söyleyeceğimiz şeyler belli. Nedir o? “Sayın Başbakan, bu silahlanmayı bırakın artık. Yani bu silahlanmayla nereye varacaksınız? Durmadan Amerika size bol bol silah veriyor. Bedava verdiği için mi alıyorsunuz, yoksa para pul istemiyor da böyle mi alıyorsunuz?” Herhalde bunları bir konuşuruz. Şunu da bilin ki biz düşmanlarımızı çoğaltmak için değil, azaltmak için varız. Türkiye budur, Erdoğan budur.






