Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Dışişleri Bakanlığının iddialarını yanıtladı; adadaki tek işgalin, 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinin Rum liderliği tarafından işgal edilmesi olduğunu kaydetti.
Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “GKRY ahiren yaptığı açıklamasında, ülkemize ve Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı mesnetsiz iddialarda bulunmuştur” denildi.
“GKRY mağdur edebiyatı yaparak, tüm suçlular gibi, geçmiş günahlarını aklamaya çalışmaktadır” şeklinde süren açıklamada şunlar kaydedildi:
“Rum Dışişleri Bakanlığı Rum liderliğinin 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni silah zoruyla yıktığını, Kıbrıs Türk Halkını enklavlara kapatarak barbarca muameleye maruz bıraktığı 11 yıllık bir dönem ile Ada’yı Yunanistan’a bağlamayı hedefleyen askeri darbeyi unutturmaya çalışmaktadır.”
-Adadaki tek işgal, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum liderliği tarafından işgal edilmesidir
Adadaki tek işgalin, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum liderliği tarafından işgal edilmesi olduğu kaydedilen açıklama şöyle sürdü:
“Rum tarafınca devletsiz bırakılan Kıbrıs Türk halkı, kendi geleceğini tayin etme hakkını kullanarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Hukukun üstünlüğüne inanan laik Kıbrıs Türk halkının bir Devleti, demokratik yollarla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, Meclisi ve Hükümeti vardır. GKRY, Kıbrıs Türk Halkını hukuken ve fiilen temsil etmemektedir. Sadece GKRY’nin tanınması ahlaki değerden ve adaletten yoksundur.
GKRY, Kıbrıs konusuna ilişkin paradigmanın değiştiğinin halen farkında olmadan gerçeklerden kopuk bir siyaset takip etmektedir. Ayrıca, “siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu federal bir çözüm modelini” birçok kez akamete uğratması Rum tarafının bu modele sahte bağlılığını da açıkça ortaya koymaktadır. Bu riyakârlık Rum liderliğinin günlük siyasetinin bir parçasını haline gelmiştir. Rum tarafının, bir taraftan Kıbrıs Türklerinin sosyoekonomik gelişimini insanlık dışı izolasyonlarla engellemesi, diğer taraftan ise dünyaya açılan tek kapımız olan Türkiye ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerimizin derinleşmesinden şikâyet etmesi bu riyakârlığın örneklerinden sadece biridir.
Kıbrıs’ta iki Devletin egemen eşitliklerine dayalı çözüm seçeneği, Rum Dışişleri Bakanlığının iddia ettiğinin aksine bir dayatma değil tek gerçekçi ve sürdürülebilir seçenektir. 50 yılı aşkın süre Kıbrıs’ta bir reçete olarak sunulan ancak bir seçenek olarak halihazırda tüketilmiş olan federal çözüm modelinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin halen ısrar etmesi ise bir dayatmadır. Kabul edilebilir ve sürdürülebilir bir anlaşmaya, resmi müzakerelere başlamadan önce, KKTC’nin egemen eşitliğinin teyit edilmesi ile varılabilecektir”
Açıklamada, KKTC’nin hoşgörü kültürü ve uluslararası toplumun saygın bir üyesi sıfatıyla, barış, huzur ve iş birliği tesis edilerek sürdürülmesine öncülük yapan Anavatan Türkiye ile birlikte, tüm haksızlık ve güçlüklere rağmen, haklarını koruyarak hızla ilerlemeyi ve gelişmeyi sürdüreceği ifade edildi.