Güneş Kıbrıs

Kanserli hücre tespitinde çığır açan gelişme!

Kanserli dokunun tespitinde kullanılan bir yöntem olan biyopsi, hasta için gerekli olduğu kadar acı verici ve zorlu bir süreç olmasıyla biliniyor. Ancak yeni geliştirilen bir cihaz ile biyopsi ihtiyacı, büyük ölçüde ortadan kalkabilir gibi duruyor.

Laboratuvar ortamında mikroskopla incelenmek üzere kişiden deri örneği almak olarak tanımlanabilecek olan biyopsi, erken kanser teşhisi açısından son derece önemli bir operasyon olarak biliniyor. Ancak bu süreç, ardında iyileşmesi haftalarca süren derin yaralar bırakması sebebiyle hastalar için oldukça acılı ve tatsızdır.

Öte yandan son yıllarda yapılan biyopsi sayısının, tespit edilen kanser sayısından yaklaşık olarak dört kat fazla olması oldukça dikkat çekiyor. Bu da, aslında kanser tehlikesi altında olmayan kişilerin bile bundan emin olmak adına biyopsi olmak zorunda kaldıkları anlamına geliyor. Ancak görünen o ki yeni geliştirilen bir cihaz ile gereksiz biyopsilerden ve bununla birlikte gelen acılı süreçten kaçınmak söz konusu olabilir.

Yeni cihaz ile kanserli doku, biyopsiye gerek kalmadan tespit edilebiliyor

Stevens Teknoloji Enstitüsü araştırmacıları, artık gereksiz biyopsi oranını yarıya indirebilecek ve aynı zamanda dermatologlara ve diğer ön saf hekimlere laboratuvar düzeyinde kanser teşhisine kolay erişim sağlayabilecek düşük maliyetli bir el cihazı geliştiriyor. Asıl amaçlarının biyopsilerden kurtulmak olmadığını belirten Stevens’da bulunan Biyo-Elektromanyetik Laboratuvarı müdürü Negar Tavassolian, “Ancak doktorlara ek araçlar sağlamak ve daha iyi kararlar vermelerine yardımcı olmak istiyoruz” şeklinde kaydediyor.

Ekip tarafından geliştirilen söz konusu cihaz, bir hastanın cildini taramak adına havaalanı güvenlik tarayıcılarında kullanılan teknolojinin aynısı olan milimetre dalga görüntülemeden faydalanıyor. Bu çalışma prensibine göre sağlıklı doku, milimetrik dalga ışınlarını kanserli dokudan farklı şekilde yansıtıyor. Bu da, deriden geri yansıyan ışınlardaki kontrastları izleyerek kanserleri tespit etmenin teorik olarak mümkün olduğu anlamına geliyor.

Bu yaklaşımı klinik uygulamaya getirmek isteyen araştırmacılar da, birden fazla farklı anten tarafından yakalanan sinyalleri ultra yüksek bant genişliğine sahip tek bir görüntüde birleştirmek, gürültüyü azaltmak ve en küçük noktanın veya lekenin bile yüksek çözünürlüklü görüntülerini hızla yakalamak için algoritmalar kullandılar.

Gerçek klinik ziyaretler sırasında 71 hastayı incelemek için teknolojilerinin masa üstü bir versiyonunu kullanan Amir Mirbeik liderliğindeki araştırma ekibi, yöntemlerinin sadece birkaç saniye içinde iyi huylu ve kötü huylu lezyonları doğru bir şekilde ayırt edebildiğini tespit etti. Tavassolian ve Mirbeik, cihazlarını kullanarak kanserli dokuyu %97 duyarlılık ve %98 özgüllükle tanımlayabildiler ki bunun, hastane düzeyindeki en iyi teşhis cihazlarıyla bile rekabet edebilecek bir oran olduğunu söylemekte fayda var.

Ekip, ulaşımı ve kullanımı kolay, düşük maliyetli bir ‘biyopsi’ alternatifi geliştiriyor

Çalışmaya dair yaptığı açıklamada “Cilt kanserlerini tespit edebilen başka gelişmiş görüntüleme teknolojileri de var, ancak bunlar klinikte bulunmayan büyük, pahalı makineler” ifadelerini kullanan Tavassolian, “Cep telefonu kadar küçük ve kullanımı kolay, düşük maliyetli bir cihaz yaratıyoruz, böylece herkesin erişebileceği gelişmiş teşhisler sunabiliriz.” diye de sözlerine ekliyor.

Ekibin teknolojisinin saniyeler içinde sonuç verdiği gerçeği, bu teknolojinin bir gün rutin kontrollerde büyüteçli dermatoskop yerine kullanılabileceğini ve neredeyse anında son derece doğru sonuçlar verebileceğini gösteriyor. Bununla ilişkili olarak Tavassolian, “Bu, doktorların doğru teşhisleri rutin kontrollere entegre edebileceği ve nihayetinde daha fazla hastayı tedavi edebileceği anlamına geliyor” sözlerini dile getiriyor.

Diğer birçok görüntüleme yönteminin aksine, insan derisine yaklaşık 2 mm’de zararsız bir şekilde nüfuz eden milimetre dalga ışınlarını kullanan yeni görüntüleme teknolojisi, taranan lezyonların net bir 3D haritasının çıkarılmasını sağlıyor. Cihaza güç sağlayan algoritmada birtakım iyileştirmeler yapılmasıyla ise, lezyon sınırlarının haritalanmasını önemli ölçüde daha iyi bir hale gelmesi ve kötü huylu lezyonlar için daha kesin ve daha az geniş çaplı biyopsiler yapılması söz konusu olabilir.

Ekip, cihazı iki yıl içerisinde piyasaya sürmeyi planlıyor

Bu noktada atılacak bir sonraki adım, ekibin teşhis kitini entegre bir devreye yerleştirmesi olarak öne çıkıyor. Bu adımın atılmasıyla, yakında işlevsel el tipi milimetre dalga teşhis cihazlarının parça başına 100 dolar gibi düşük bir fiyata üretilmesi söz konusu olabilir. Ekip halihazırda teknolojilerini ticarileştirmek için çalışıyor ve cihazlarını önümüzdeki iki yıl içinde klinisyenlerin ellerine teslim etmeye başlamayı umuyor.

“İleriye giden yol açık ve ne yapmamız gerektiğini biliyoruz” şeklinde belirten Tavassolian, “Bu konsept kanıtından sonra, teknolojimizi minyatürleştirmemiz, fiyatı düşürmemiz ve piyasaya sürmemiz gerekiyor.” şeklinde kaydediyor.

Exit mobile version