Ersin Tatar da “Siyasi konjonktüre, bölgedeki gelişmelere baktığımızda jeostratejik, jeopolitik, her türlüsüyle Doğu Akdeniz’deki Türk devleti, gerçekten bir cazibe merkezi olma noktasında büyük aşamalar kaydetmiştir.” dedi. Tatar, burada yaptığı konuşmada, yakında KKTC’nin kuruluşunun 41. yılını kutlayacağını belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “KKTC, Türkiye’nin gözbebeği.” şeklindeki ifadesinin kendisini çok mutlu ettiğini kaydeden Tatar, Erdoğan’ın, TDT 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te KKTC hakkında verdiği mesajların da önemli olduğunu vurguladı. Tatar, “KKTC, Kıbrıs’ta iki devletten bir tanesidir, Kıbrıs’ta iki devlet vardır. İki halk vardır. Gerçeklere bakıldığında da KKTC, Kıbrıs Türklerinin bağımsızlığının, hürriyetinin ifadesidir. Dolayısıyla artık bunun dönüşünün olmayacağını dünya kamuoyu da yavaş yavaş anlamaya başlamıştır.” şeklinde konuştu.
KKTC’nin daha fazla rekabet edebilmesi ve önemli sektörlerde uzun vadeli gelişmeler yaşanmasının en büyük temennisi olduğunu dile getiren Tatar, “Siyasi konjonktüre, bölgedeki gelişmelere baktığımızda jeostratejik, jeopolitik, her türlüsüyle Doğu Akdeniz’deki Türk devleti, gerçekten bir cazibe merkezi olma noktasında büyük aşamalar kaydetmiştir. Bütün bu sektörlerin oluşması, bu algının yerleşmesi hiç de kolay olmamıştır.” ifadelerini kullandı. Tatar, 41 yılda önemli başarılar elde edildiğine dikkati çekerek, KKTC’nin önünün açılması amacıyla Türkiye’nin aldığı kararların kendileri için motivasyon kaynağı olduğunu belirtti.
“Müzakerelerin başlaması için ortak zemin yok”
KKTC’nin enerji sorununa da değinen Ersin Tatar, bu konuyu Avrupa Birliği (AB) ve Güney Kıbrıs’la gündeme getirdiğine işaret etti. Tatar, Türkiye ile KKTC arasında çift yönlü enerji taşınmasına imkan verecek elektrik projesiyle hem Güney Kıbrıs’ın hem de KKTC’nin bu sisteme kolay ve kısa sürede bağlanabileceğini dile getirerek “Maalesef karşı tarafın duruşu ve KKTC gerçeğini hala daha görememeleri, bu şekildeki bir anlayış karşısında bu, belki biraz gecikmeli olacaktır.” diye konuştu.
Tatar, bu sorunun da diyalog yoluyla çözülmesini umduklarını, bunun da KKTC ile Güney Kıbrıs’ın farklı projelerde birlikte hareket edebilme fırsatlarının önünü açabileceğine işaret etti.
KKTC’nin dünya kamuoyuyla paylaştığı ‘egemen eşitlik, eşit uluslar’ siyasetinin doğru olduğunu belirten Tatar, “Yapıcı müzakere sürecinin başlayabilmesi için bizim 3D dediğimiz direkt ticaret, direkt uçuş, direkt temas noktasında açılımlarla bunu da başarabileceğimizi BM Genel Sekreteri’nin (Antonio Guterres) Şahsi Temsilcisi (Maria Angela Holguin) Cuellar’la paylaştık.” dedi.
15 Ekim’deki gayriresmi görüşmeyi hatırlatan Tatar, “Kıbrıs’ta şu anda müzakerelerin başlaması için ortak bir zemin yok.” şeklindeki BM’nin açıklamasının önemli olduğuna dikkati çekti.
Tatar, BM ile görüşmeler sürerken KKTC’nin ekonomik ve sosyal yapısını güçlendirmesi gerektiğinin ve Türkiye ile yapılan çeşitli çalışmaların önemli olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, yine Bişkek’te Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına güçlü şekilde sahip çıktığı için bizleri orada görmekten duyduğu memnuniyeti ve bütün Türk devlet başkanlarının bizleri yakın gelecekte tam üye olarak görmek istediklerini ifade etmesi, bize çok önemli güç kaynağı olmuştur.