Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi 2021-2022 adli yılı kapanışını gerçekleştirdi.
Başkan Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Şerife Katip ve Yargıç Murat Soytaç’tan oluşan ağır ceza heyeti huzurundaki kapanış oturumunda Savcı Ergin Atıcı, Lefkoşa Polis Müdürü Ahmet Beşerler, Merkezi Cezaevi Müdürü Fatih Erdoğan ve Denetimli Serbestlik Kurulu üyesi Müfettiş Muavini Mustafa Hidayet mahkemeye bilgi verdi.
Lefkoşa Polis Müdürü Ahmet Beşerler, Lefkoşa Polis Müdürlüğü sorumluluk alanı içerisinde 1 Ocak 2022 tarihinden 8 Ağustos 2022 tarihine kadar 816 adet cürüm dosyası tanzim edildiğini, bu dosyaların 570 âdeti mahkemeye sevk edilirken 246 âdetinin tahkikat altında olduğunu anlattı.
Beşerler, geçen yıl 591 cürüm dosyası tanzim edildiğini söyleyerek, bu yıl rakamlara bakıldığında yüzde 38 artış olduğuna değindi. Beşerler, bu yıl yine ayni tarihler arasında 496 adet kabahat dosyası tanzim edildiğini ve bu dosyaların da 357 âdetinin mahkemeye sevk edilirken 139 âdetinin tahkikat altında olduğunu belirtti. Beşerler, kabahat suçlarında ise yüzde 7 artış olduğuna değindi. Beşerler, bu artışın büyük kısmının askeri yasak bölgeyi ihlal ve mahkeme emrine riayetsizlik suçu nedeniyle olduğunu belirtti. Beşerler, Lefkoşa’da 8 Ağustos tarihi itibariyle hücrelerde 4’ü kadın, 15’i erkek 19 kişinin tutuklu bulunduğunu mahkemeye aktardı. Beşerler, 19 kişiden 5’İnin izinsiz ikamet, 4’ü sirkat, 3’ü askeri yasak bölgeyi ihlal ve diğer suçlardan tutuklular olduğunu belirtti. Beşerler, son olarak 8 Ağustos tarihi itibariyle Merkezi Cezaevi’nde hükümsüz olarak 137 hükümsüz tutuklu bulunduğunu, 35’inin uyuşturucu, 18’inin sirkat, 12’sinin izinsiz ikamet suçundan tutuklu olduğunu mahkemeye bildirdi.
Merkezi Cezaevi Müdürü Fatih Erdoğan, yeni ve mevcut cezaevinde toplam 722 tutuklu bulunduğunu belirtti. Erdoğan, yeni cezaevinde 80 pozitif vaka olduğunu ve 120 civarında yeni tutuklunun pandemi nedeniyle merkezi cezaevine sevk edilmeden önce 7 günlük bekleme sürecinde olduklarını anlattı. Erdoğan, 10’u kadın 173 erkek, 9 genç, 43 yabancı toplam 235 ağır cezalı mahkum olduğuna değindi. Erdoğan, hafif cezalı mahkum sayısının 74 erkek, 4 kadın, 11 genç, 40 yabancı olmak üzere toplam 129 kişi olduğunu söyledi. Fatih Erdoğan, cezaevinde hükümlü tutukluların 348 kişi, hükümsüz tutuklu sayısının ise 358 olduğunu belirtti. Erdoğan, cezaevinde şuanda KKTC vatandaşı 192, TC uyruklu 161, TC-KKTC vatandaşı 89, yabancı uyruklu 280 toplamda 722 tutuklu olduğunu söyledi. Erdoğan, 85 mülteci olduğunu, 14-18 yaş arası 3 tutuklu bulunduğunu anlattı.
Savcı Ergin Atıcı, tanık olarak Başbakanlık Denetimli Serbestlik Kurulu Üyesi Müfettiş Muavini Mustafa Hidayet, 2016 yılından düne kadar kurula yılları arasında 645 kişinin başvurduğunu söyledi. Süreci 375 kişinin başarı ile tamamladığına değinen Hidayet, 102’sinin süreci ihlal ettiğini anlattı. Hidayet, heyetin bu süreçte 14 kişiye denetimli serbestlik hakkı tanıdığını, 5’inin süreci başarı ile tamamladığına, 5’inin süreci ihlal ettiğine, 2’sinin yargılanıp ceza aldığına ve 3’ünün sürecinin devam ettiğini anlattı. Hidayet, 2016 yılında laboratuvarda çıkan yangın sonucu bu tahlillerin gerçekleştirilemediğini, tahlillerin 2020 yılında yapılmaya başlandığını söyledi. Hidayet, 2021 yılında ise Eğitim Bakanlığı ile istişare içinde Denetimli Serbestlik sürecindeki kişilere eğitim verilmeye başlandığını anlattı.
Savcı Ergin Atıcı, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Eylül 2021 tarihinde askıda 118 davayla devraldığını söyledi. Atıcı, 7 Ağustos’ta ağır ceza mahkemesine 256 yeni havale olduğunu belirtti. Atıcı, bugüne değin toplam 246 adet dava neticelendiğini ve yoğunluğun her yıl arttığını söyledi. Atıcı, ağır ceza mahkemesinde görev yapan diğer savcı arkadaşlarıyla birlikte mahkemeye özverili çalışmalarından ötürü teşekkür etti.
Kapanış duruşmasında son olarak söz alan Başkan Fadıl Aksun önemli mesajlar verdi.
Başkan Fadıl Aksun, “Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Lefkoşa, Güzelyurt, Lefke bölgelerinde işlenen ağır cezalık suçların yargılamasını yaptığı gibi Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi olarak da görev yürütmektedir. 2021-2022 Adli yılı içerisinde bu yöndeki görevimizi sürdürürken gözlemlediğimiz bazı hususları aktarmakta fayda görürüz” dedi.
Aksun şunları kaydetti:
“16/09/22 ile 08/08/22 tarihleri arasında toplamda 253 dava sonuçlanmıştır. 103 dava ise yeni adli yıla kalmıştır. Biten davalarda 86 dava ile uyuşturucu madde suçları, 35 dava ile emanetçi/müstahdem/kamu görevlisi tarafından sirkat suçları ile 2. Sırada iken 3. Sırayı 15 dava ile cinsel tecavüz ve vahim zarar suçları oluşturmaktadır.
Dünyada sanal imkanların artması ile değişen suç tiplerinden ülkemizde nasibini almıştır. Özellikle izinsiz sanal kumar/bahis ve bundan sağlanan gelirin aklanması ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu faaliyetlerden kazanılan para hacmi oldukça yüksek olmakla birlikte bu paranın aklanabilmesi için çok sayıda kişinin banka hesaplarını kullandırdığının farkında olduğumuzu ve bunun da suç teşkil ettiğini belirtmek isteriz. Ülkemizin Türkiye Cumhuriyeti haricinde tanınmıyor olmaması bu açıdan sürdürülen mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Üçüncü ülkelerle bilgi ve belge alışverişinde yaşadığımız zorluklar suçluların ülkemizi cazibe merkezi olarak görmelerine yol açmakta ve bu durum da ülkemizdeki suç oranın artmasına maalesef katkıda bulunmaktadır. Huzurumuzdaki suçlu profilini incelerken her geçen yıl yabancı suçlu oranında ciddi bir artış olduğunu gözlemlemekteyiz. Ülkemizin coğrafi büyüklüğüne nazaran topraklarımızın üzerinde kurulu bulunan üniversite sayısı eğitim adası olarak kazandığı unvanın haklılığını ortaya koymakla birlikte huzurumuzda bulunan özellikle uyuşturucu suçlarının sanıklarının da 3. ülkelerden gelen üniversite öğrencilerinden oluşunu görmek bizi üzmektedir. Ülkemizin eğitim imkanlarından faydalanmak için gelen kişilerin öğrencilik sıfatlarına uygun davranmaları ve toplum kurallarına uymaları gerekir. Bunu yapmayan kişilerin öğrenci sıfatlarının arkasına sığınmalarına müsaade etmemiz mümkün değildir. Yine birçok Üniversite öğrencisinin okullarına kayıt yaptıktan sonra eğitimlerine devam etmedikleri ve ülkemizde kaçak olarak bulundukları da gözümüzden kaçmamıştır. Kaçak konumdaki bu kişilerin hayatlarını sürdürebilmek için kaçak iş gücü, uyuşturucu ticareti veya kara para aklama faaliyetlerine giriştiği de gözlemlerimiz içerisindedir. Bu da Üniversitelerimize öğrenci seçiminde daha özenli davranma zorunluluğu getirirken muhaceret makamlarının da ciddi bir denetim yükümlülüğü altında olduğunu ortaya koymaktadır. Yine, huzurumuzdaki ölümlü trafik kazalarından gördüğümüz kadarı ile son zamanlarda sanıkların alkol yanında uyuşturucu madde tesiri altında da araç kullanarak kaza yaptıklarını da gözlemlemekteyiz. Bu durum yollarda alkol denetimi yanında uyuşturucu denetimlerinin yapılması için yasal değişikliklerin yapılması gerekliliğini de gündeme getirmektedir. Devlet Laboratuvarının idrar testlerini yeniden yapmaya başlaması ile denetimli serbestlik süreci daha düzgün çalışmaya başlamış ve maalesef yüksek oranda uyuşturucu kullanımı tespit edilmiştir. Yeri gelmişken, Kent Güvenlik Sisteminin suçların önlenmesinde ve ortaya çıkarılmasında ciddi katkılarının olduğunu belirtmek ve bu noktada sistemin geliştirilip ada çapına yayılmasının faydalı olacağı yönünde görüşümüzü belirtmek isteriz.
Bu süreçte Aile içinde meydana gelen cinsel suçların da artış eğiliminde olduğunu üzülerek gözlemlemekteyiz. Bu suçların olgularını incelediğimizde yetersiz ev koşullarında tüm aile bireylerinin aynı odada yaşaması gibi olguların bu tip suçlarda ortak olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda sosyal hizmetlere daha fazla görev düştüğünü ve önleyici tedbirler kapsamında ev ziyaretlerinin arttırılmasının fayda sağlayabileceğini düşünmekteyiz. Askeri Mahkeme olarak oturum yapan mahkememiz yine çok ciddi bir sorunu gözlemlemektedir. Özellikle Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde çalışan veya bulunan 3. Dünya ülkesi vatandaşlarının deport işlemlerinin ülkemizce karşılanacağını bildikleri için kasti olarak sınırlarımızı ihlal etmeye kalkıştıkları ve bunu teyammül haline getirdiklerini ve bu durumun kamu bütçesine ciddi bir külfet oluşturduğunu görmekteyiz. Yine mevcut cezaevinde çocuk suçlular ile yetişkinlerin aynı ortamda cezalarını çekiyor olmalarını da sağlıksız bir sonuç oluşturduğunu ve çocukların ıslahına hizmet etmediğini yeniden vurgulayarak yeni cezaevinde bu sorunun çözülmesini temenni ederiz.
Tüm teknolojik ve lojistik zorluklara rağmen başta Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve Polis Genel Müdürlüğünün suçlarla mücadelede ciddi bir emek harcadıklarını görmekteyiz. Yıl boyunca oturumlarımıza katkı koyan başta personelimiz olmak üzere herkese teşekkürü borç biliriz.”