Güneş Kıbrıs

KKTC’NİN TANINMASI İÇİN MECLİSTE ADIMLAR ATILACAK

 

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, KKTC’nin uluslararası alanda hak ettiği yeri alması için yapılacak çalışmaların, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulunda KKTC’nin tanınma çağrısını içeren konuşmasından sonra daha da hızlanacağını kaydetti.  Dış temaslar yanında, Egemen Eşitlik, Uluslararası Eşit Statü ve tanınma talebini içeren bir meclis kararının, Cumhuriyet Meclisinin gündemine  getirilmesi gerektiğini  belirterek “KKTC devletinin uluslararasında hak ettiği yeri için mücadele edeceğiz. Öncelikle bütün halk olarak inanmalı ve bu inanç ışığında adımlarımızı atmalıyız.” dedi.

 

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Güneş Tv’de Aslı Kabo’nun sorularını yanıtladı.

Yerel seçim çalışmaları hakkında bilgi veren Hasipoğlu,  UBP’nin kuruluş yıldönümünde 7 bölge için adayların açıklandığını hatırlattı. Belediyelerin birleştirilmesiyle ilgili yasanın mahkemede olduğunu belirten Hasipoğlu, karardan sonra geri kalan adayları açıklayacaklarını belirtti.

Adaylarla ilgili resmi ilanı mahkeme kararının netleşmesinin ardından şölen havasında duyuracaklarını ifade eden Hasipoğlu, mahkeme kararının gelecek hafta içerisinde çıkmasını beklediklerini söyledi.

HALKIN YARARINA OLAN YASALARI GEÇİRECEĞİZ”

Hasipoğlu, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ve ana muhalefet arasında yaşanan Avrupa Parlementosu’na gönderilen mektup ve büst polemiğine de değindi.

Büstü yapılacak kişilerin halka mal olmuş lider kişiler olduğunu dile getiren Hasipoğlu, ana muhalefet partisinin büstlerle ilgili paranın meclisin parasını kullanarak yapılacağı konusunda eleştiride bulunduğunu belirtti. Hasipoğlu, “Büstlerin yapımının TİKA tarafından karşılanacağı Meclis Başkanı Sayın Töre tarafından kendilerine söylendi. Bu bilgiye rağmen bu kadar tepki vererek Sayın Töre’nin üzerine yürümelerine anlam veremedim.  Bu bahsettiğimiz kişiler bugün var oluşumuzun en önemli kişileridir. Onların liderlik ve doğru yönetimlerinden dolayı biz bugün bu devlete sahibiz. Onların büstleri için gerekiyorsa cebimizden harcayalım, feda olsun.  Böyle bir eleştiriyi hak etmiyorlardı. Biz muhalefetten daha yapıcı bir eleştiri anlayışı beklerken, onlar daha yıkıcı olmayı tercih ediyorlar” dedi.

Avrupa Parlamentosu’na gönderilen mektupla ilgili de Başkan Töre’nin açıklamasını hatırlatan Hasipoğlu, muhalefetin tavırlarını eleştirerek şunları kaydetti: “Muhalefet eleştirisini yapacak ama eleştiri, eleştiri olmaktan çıktı, işgale ve saldırıya dönüştü.  Meclis toplantıları öyle bir hal aldı ki konuşmacı kişi, konuşmasını yaparken laf atmalar, usullere aykırı hareketler görüyoruz. Kürsü işgaline varacak şekilde eylemler içine giriyorlar. Tüm bu eylemlere rağmen, UBP’ olarak  kafamıza koyduğumuz halkın yararına olan yasaları geçirmekte kararlıyız.”

Belediyeler reformuyla ilgili çalışmaların sonuna gelindiğini belirten Hasipoğlu, “Bu reform belki 15 yıldır CTP’nin de gündeminde olmasına rağmen, her zaman olduğu gibi icraatçı parti olan UBP döneminde  geçmiş olup, bu yüzden her seçim döneminde onlar konuşur, biz icraat yaparız diyoruz. Bilgi kirliliği yaratıyorlar ama halk artık yasada belediye çalışanlarının haklarının geriye götürülmediğinin farkında. Muhalefet maalesef eleştiri yapmaktan öte, bilgi kirliliği de yaratıyor. Biz reformlarımızdan, icraatlarımızdan geri adım atmıyoruz” diye konuştu.

KKTC’NİN TANINMASI İÇİN MECLİSTE ADIMLAR ATILACAK

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM 77. Genel Kurulu’nda yaptığı “KKTC’yi tanıyın çağrısının önemine işaret eden Hasipoğlu,  Kıbrıs meselesinin yeni bir sürece girdiğini ifade etti. Hasipoğlu, yapılan çağrıya kayıtsız kalınamayacağını belirterek, “İnandığımız ve kurduğumuz devleti yaşatmak için mücadelemizi veriyoruz ve bunu meclis gündemine getireceğiz. Meclis kararı çıkartmak için çalışmalarımız devam ediyor.  Belki de bu kararı Annan planı sonrasında vermemiz gerekiyordu. Tıpkı Kosovalıların yaptığı gibi. 2004 Annan planı referandumu üzerinden 18 yıl geçti. AB tarafından bize verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. Biz Annan planından sonra federasyon görüşmeye devam ettik. Müzakere masasına hapsolduk. O günden bugüne, şimdi olduğu gibi, devletim ve egemenliğim deyip, ülkemizi tanıtmak için uğraşsaydık, eminim KKTC çok farklı bir yerde olacaktı. Geç de olsa,  KKTC’nin tanınması ve yeni müzakere pozisyonumuzu içeren egemen eşitliğimizi ve uluslararası eşit statümüzün kabul edilmesini içeren bir meclis kararı hazırlanması için çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.

MAZBATA MAĞDURLARI

Mazbata mağdurları konusunda da açıklamalarda bulunan Hasipoğlu, yaşanan mağduriyete ilişkin Bakanlar Kurulu’nda yasa gücünde kararname geçirdiklerini ve kararın yeni yıla kadar kadar yürürlükte olacağını söyledi. Geniş kapsamlı ve süre sınırlı bir kararname olduğuna işaret eden Hasipoğlu, “Pandemiden dolayı işi aksayan, ödeme güçlüğü çeken vatandaşlarımıza mazbataları konusunda icraları askıya alacak bir karar geçti. Tabi ki 2020 yılı sonrası hükümler için o dönemi kapsıyor. Öncesinden doğan hükümleri kapsamıyor. Biz bunu yılsonuna kadar tüm icraları kapsayacak şekilde aldık. Daha önce hükümlü borçlular avukatları vasıtasıyla bir istidayla mahkemeye başvurarak borçlarını yapılandırabiliyor. Yine icralar duruyordu. O yasa hala yürürlüktedir. Siz borcunuzu yapılandırmadıysanız bir istidayla borcunuzu yapılandırırsınız ve icra yine durur. Bu yeni kanun hükmünde kararname ile de, ek olarak 2020 sonrasın meydana gelen hükümler için yeniden mahkemeye müracaat etmesi gerekiyor. Mahkemeye müracaat ettikten sonra o istidalarını göstererek icra memurlarına ve mahkemeden de onay alarak icraları gelecek yılın başına kadar durdurabilecek şekilde kararname geçti bilgisini halkımıza vermiş olalım” dedi.

Kararname ile icraların askıya alınmasına imkan tanındığını fakat bu uygulamanın otomatik olmadığını, mağdur kişinin durumunu Mahkemeye  izahat etmesi gerektiğini belirten Hasipoğlu, söz konusu kararname ile mazbata mağduru vatandaşa nefes alma imkanının yaratılmaya çalışıldığını söyledi.

“MARAŞ ARTIK GÖRÜŞMELERİN BİR PARÇASI DEĞİL”

Maraş açılımı konusuna da dikkati çeken Hasipoğlu, UBP’nin federasyon görüşmelerini bitirmesiyle Maraş’ın açıldığını dile getirdi. Hasipoğlu, “Biz CTP’nin aklında olup federasyon görüşmeye devam etseydik zaten Maraş’ı açamazdık. Tüm adanın menfaatine olacak şekilde burayı açtık” vurgusu yaptı.

Güney Kıbrıs’ta Maraş’ın sözde Belediye Başkanı olduğunu dile getiren Hasipoğlu, “ Yönetemedikleri yere belediye başkanı çıkarıyorlar nasıl bir saplantıysa bu!” dedi.

Güney Kıbrıs’ın Maraş’ın sözde belediye başkanının ‘Maraş’ı yedirmeyiz, Maraş bizimdir’ açıklamaları yaptığını kaydeden Hasipoğlu, “Kendi yönetemediğiniz bir bölge için böyle açıklama yapmanız yersiz ve lüzumsuz. Maraş bu kadar zamandır açılmadıysa sizin hala federasyon görüşmesinde ki ısrarınız ve çözümsüzlüğe sebep olma zihniyetinizden dolaydır.  Kapalı kalmasının sebebi GKRY’dir. 2004’de Annan Planı’na evet deselerdi bugün Maraş otelleriyle açılmış bir turizm bölgesi olacaktı. Çözümsüzlüğe hizmet ederek Maraş’ın kapalı kalmasına sebep oldular. İnsanca bir yaşam için geçmişte de öneriler sunduk ama kabul etmediler. Maraş için treni kaçırdılar. KKTC’nin egemen toprağı olarak yaşama açılmaya devam edecek. Orası artık görüşmelerin bir parçası değil” diye konuştu .

“FEDERASYON GÖRÜŞMELERİYLE BİZİ MASAYA HAPSETMEYE ÇALIŞTILAR”

Geçmişte federasyon görüşmelerinin yapıldığını hatırlatan Hasipoğlu, “Federasyon görüşmeleri ile bizi masaya hapsedeceklerdi. Ambargoları sürdürüp, mülkiyet davalarını açmaya devam edeceklerdi.  Bize de çözüm olunca size payınızı verelim diyeceklerdi.  Ama hayır. Biz diyoruz ki sen ne kadar egemensen biz o kadar egemeniz. Bu statü eşitliğini artık talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“ANAVATAN BİZE IŞIK TUTUYOR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında adil, hakkaniyetli bir dünya için BM’nin yeniden yapılandırılması talebinde bulunduğunu anımsatan Hasipoğlu, “Anavatan bize ışık tutuyor ve yeni yol haritamızda fikir uyumu içindeyiz. KKTC halkının uluslararasında hak ettiği yer için mücadele edeceğiz. Öncelikle halk olarak inanmalı ve buna göre hareket etmeliyiz, tıpkı Kosovalıların yıllarca Sırplarla Federasyon görüştükten sonra, biz artık kendi egemenliğimizi talep ediyor, kendi kendimizi yönetmek istiyoruz dedikleri gibi” dedi. Bugün Kosova BM”ye üye değil, lakin yüzün üzerinde ülke tanıyor. Kosova BM”ye rağmen mücadelesinde başarılı oldu. Sadece 5 BM Güvenlik Konseyi Daimi üyesinin bütün dünyanın kaderini etkileyecek konularda karar vermesi, siyasi çıkara dayanan bir düzen olması bir yana, adil de değildir.  Konseyin, kıtaları, inançları ve kültürleri en iyi şekilde temsil edecek adil bir yapıya kavuşturulması kaçınılmazdır. Bu uğurda Türkiye Cumhuriyeti”nin vermek olduğu mücadele bize de ışık tutmaktadır. Bu mücadelenin bir parçası olan Kıbrıs Türk halkı olarak bizler de, hem ülkemizde hem de dünyada adil bir yapı için mücadelemizi vermeye devam edeceğiz. Muhalefetin iddia ettiği gibi; BM Daimi üyelerinin teşviği ile hazırlanmış, 40 yıl önceki çağdışı kalmış BM Güvenlik Konseyi kararlarının dışına çıkamayız diyerek federasyon tezini savunmayacağız. Kendi kaderimizi onlar değil, devletine inanan Kıbrıs Türk halkı belirleyecek.

HABER: EZGİ ÇELİK

 

 

Exit mobile version