Güneş Kıbrıs

“ÖĞRETMENLER İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGILI OLMALI”

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Gündem Kıbrıs Web TV’de yayımlanan Çiğdem Aydın’ın hazırlayıp sunduğu ‘Çiğdem Aydın’la Günaydın’ programına konuk oldu.

Programda ilk olarak okulların açılmasını ve okulların son durumunu değerlendiren Çavuşoğlu, şu anda hiçbir okulda eksik kitap, kırtasiye ve öğretmen olmadığını kaydetti. Okullara, 250 çeşit kitap dağıttıklarını kaydeden Çavuşoğlu, şu anda velilerin şikayet konularının okul üniformaları ve İngilizce kitapları olduğunu,  fizik kitaplarında ise Türkiye’den gelirken sayım konusunda hata olduğunu ancak bu durumun da düzeltildiğini kaydetti. Çavuşoğlu, ‘bu saydıklarım dışında okullarda herhangi bir sıkıntı yoktur’ diye konuştu.

Sendikalarla beraber çalışıyoruz”
Sendikaların okullardaki öğretmen eksikliği konusundaki açıklamalarını da değerlendiren Çavuşoğlu, bu eksikliklerin giderilmesi ve gerekli atamaların yapılması için sendikalarla beraber çalıştıklarını vurguladı.

Özel okullardan devlet okullarına büyük bir kayma yok!
Özel okullardan, devlet okullarına geçişle ilgili de konuşan Çavuşoğlu, sayılarda çok fazla değişiklik olmadığını, sadece Girne bölgesinde özel okuldan devlet okuluna geçişin daha fazla olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, yabancı öğrencilerin gelmesiyle birlikte özel okullarda öğrenci sayılarının arttığını da vurguladı.

Namık Kemal Lisesi’nde yoğunluk var!
Namık Kemal Lisesi’ndeki sorunla ilgili de konuşan Çavuşoğlu, Namık Kemal Lisesi’nde yoğunluk olduğunu, Yonpaş’ın Milli Eğitim Bakanlığı’na hibe olarak yaptığı lisenin açılmasıyla bu sorunun da çözüleceğini kaydetti. Çavuşoğlu bu lisenin Şubat ayında hizmete girmesinin beklendiğini de sözlerine ekledi. Çavuşoğlu, “eğer bu sorunumuz da ortadan kalkarsa yıllardır tartışılan kalabalık sınıflardaki öğrenci sayıları tarihe gömülmüş olacak” dedi.

“Şu anda doğru olmayan ikametgah ile bazı okullara büyük bir akış var” diyen Çavuşoğlu,  “bazı muhtarlarımızı ikametgahlardaki  gerekli hassasiyetleri değiştirmezlerse biz de yakın okulları kendi içlerinde birleştirerek devletin alt yapısını verimli kullanma modeline geçeceğiz” diye konuştu.

Türbanlı öğrencinin okula alınmaması… “Bu sorunu çözeceğiz”
Geçtiğimiz gün bir gazetede çıkan türbanlı öğrencinin, türbanı nedeniyle okula alınmadığı yönündeki haberler üzerine de konuşan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “Çocuk iddia edildiği gibi 14 yaşında değildir. Şu anda dokuzuncu sınıfa kayıt olan bir öğrencimizdir.  Bu öğrencimiz 15 yaşındadır ve bu öğrencimiz fotoğraflarında başı açık bir şekilde okula kayıt yapmıştır. Ekran önünde çocuğu hedef olarak göstermek istemiyorum. Bu konu okul müdürlüğüne gittiği zaman daire müdürüne öğrencinin baş örtülü bir şekilde kayıt yapmak istediğini söyledi. Konuyla ilgili daire müdürü bana ulaşınca kesinle kaydı yapılsın dedim. Şu anda çocuğumuz okul idaresi ile disiplin tüzük gereği bir tartışmamız var. Çünkü bizde tüzük ve yasa okul üniformasını okul idaresi belirler. Okul üniformasında böyle bir tanımlama olmadığı için yazışma sürecindeyiz.  Bu sorunu da çözeceğiz. Bu konuyu kamuoyu önünde tartışmaktan ziyade tamamen bilimsel anlamda ve çağdaş bir akılla konunu üzerine gidiyoruz. Bu konuyu sosyal medya konusu yapmak istemiyoruz. O yüzden bizler bu konuyu kendi içimizde yazışmalarla halletmeye çalışıyoruz. Yaşadığımız bu olay yeni bir konudur. Bu konuyu sağlıklı bir şekilde değerlendirip, hiç kimseyi rencide etmeden ve hiç kimsenin inancını da zedelemeden bir süreç geçirmek istiyoruz.”

Çavuşoğlu, Selma Eylem’e yanıt verdi!
Sendikacı Selma Eylem’in “Geleceğe ihanet ediyorsunuz” söylemlerine de yanıt veren Çavuşoğlu, “Öğretmenlerin inanç özgürlüğüne saygılı olmaları gerektiğini düşünüyorum. Öğretmenlik mesleğine dünya görüşünü yansıtma hakkı yoktur. Kendi inanç haklarınız bakımından başörtülü olabilirsiniz ama siz hangi branşta okulda bulunuyorsanız o branşta eğitim vermek zorundasınız. Örneğin ben matematik öğretmeniyim okula gittiğim zaman matematiğimi öğretmeliyim, inançlarımı öğretemem. O zaman devlet devreye girer.  Selma Eylem ilahiyat konusuna da atıfta bulunduğu için dolayısıyla bu ülkede İlahiyat Koleji olması gereken bir okuldur.

“İlahiyat Koleji, bu topluma gericilik getirmedi”
“Biz Türk’üz aynı zamanda da Müslümanız. Toplumuzda Müslüman olmayan topluluklarda var. Onlarında inançlarına saygılı olalım, bizim kendi inanç özgürlüğümüze de saygılı olalım. Bugün inanç özgürlükleri ile ilgili açıklama yapıldığında başka dine mensup olan insanların inançlarını yerine getirebilmek için büyük açıklamalar yaparken Türk ve Müslüman olan toplumun inançlarını en iyi şekilde öğrenmesi ve doğru insanlardan öğrenmesinin önüne engel olmaya, onları ötekileştirmeye ne hakları var? Dolayısıyla biz aynı frekansta değiliz. Biz burada Müslüman bir toplumuz ve bu toplum kendi dinini doğru insanların inançlarını yerine getirebilmek için büyük açıklamalar yaparken Türk ve Müslüman olan toplumun inançlarını en iyi şekilde öğrenmesi ve doğru insanlardan öğrenmesinin önüne engel olmaya, onları ötekileştirmeye ne hakları var? Dolayısıyla biz aynı frekansta değiliz. Biz burada Müslüman bir toplumuz ve bu toplum kendi dinini doğru insanlardan öğrenmek zorundadır. İlahiyat Kolejini açmamız bu topluma gericilik getirmemiştir.”

Exit mobile version