23°
Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, Güneş TV’de yayınlanan Sibel Kolçak’ın hazırlayıp sunduğu “Meclis’te Bugün” programında gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu…
“ASIL HEDEFİMİZ 2024 YILI SONUNDA HASTANEYİ AÇMAKTIR”
Yeni Girne Hastanesi’nin 2024 yılı sonuna kadar bitirilip açılmasının amaçlandığından bahseden Dinçyürek, hastanenin son model teknolojik cihazlar ile donatılacağının altını çizdği ve açıklamalarına devam etti;
“Bu hastaneyi çalıştıracak yeterince kalifiye hekimleri, hemşireleri, paramedikleri, yardımcı personeli Girne Hastanesi’ne istihdam etmek ve uygun çalışma şartlarını sağlamak diğer safhadır. Yakın tarihte adanın en modern hastanesi olacak. Sağlıktaki yığılmaları önleyecek bir adım olacak. Adanın çoğunluğundaki yükü Burhan Nalbantoğlu hastanesi çekmektedir. Dolayısıyla Girne Hastanesi, Güzelyurt Hastanesi, Avrupa Hastanesi, yeni sağlık ocakları ve sağlık ocaklarının güçlendirilmesi, mevcut hastaneleri güçlendirmek yönünde ciddi adımlar atıyoruz. Bu alanda bir atılım hiç yapılmamıştı. Mağusa Hastanesi’nin akademik çıtasını yukarıya çekerek, yapılmayan birçok ameliyatı devreye sokarak devam edeceğiz. Temel amaç her insanımızın kendi bölgesinde sağlık hizmetlerini almaları hem de merkezde olan yığılmayı azaltmak.”
“KKTC BUGÜNLERE ANAVATAN TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ İLE GELDİ”
Sağlık alanında yapılan gelişmelerin Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nin yükünü hafifleteceğini vurgulayan Dinçyürek, “Nalbantoğlu hastanesinin sadece tıbbi cihazlarını yenilemeyeceğiz, otelcilik kısmına da dokunacağız. Gerek poliklinik kısımları gerek yatarak tedavi aldıkları servisleri yenileyeceğiz. Hedefimiz 5 yıldızlı otel gibi rahat ettireceğimiz mekanlar yaratmaktır. Birkaç hafta içerisinde hepsinin ihalesine çıkıyoruz. Bu hafta Lapta’da ki sağlık merkezinin büyütülmesi ve mevcudun yenilenmesi ile ilgili olan ihaleye çıkıyoruz. Toplam bedeli 21 milyon TL, 5 milyon anavatan Türkiye’nin desteği gelecek. 16 milyon TL’yi sağlık bakanı kendi imkanları ile sağlayacak. Anavatan Türkiye ile birlikte gücümüzü birleştiriyoruz. KKTC bu günlere geldiyse anavatan Türkiye’nin desteği ile geldi. Türkiye ile beraber yürüdüğümüz sürece başarılı olmayacağımız durum yok.” dedi.
“BİR SONRAKİ KONGREYE ÜLKEMİZ OLARAK EV SAHİPLİĞİ YAPMAK İSTİYORUZ”
Özbekistan’ın Semerkant şehrinde düzenlenen Türkçe Konuşan Ülkeler Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi’ne onur konuğu olarak katılan ve açılış konuşmasını yapan Dinçyürek, KKTC’ye bağlı bir Ortopedi Derneği kurulacağının müjdesini verdi;
“Açılış konuşmasını yapmak için davet aldım. Türkçe konuşan birçok devletin üst düzey yöneticileri ile temas kurma şansım oldu. Bir sonraki kongrenin KKTC’de yapılması yönünde genel bir görüş birliği oldu. KKTC’ye bağlı bir ortopedi derneği kuracağız. Türkçe Konuşan Ortopedistler Derneği’ne işbirliği ile kuracağız.”
“BİRLİKTE HALKIMIZ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMAYA HAZIRIZ”
Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi iş birliğinde DAÜ Tıp Fakültesi Kilinik Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından “Deniz Yıldızı Projesi” hayata geçirileceğinin altını çizen Dinçyürek,
“Çocuklarımızın gelişimini sağlamalıyız ki psikolojik gelişimini, öğrenme becerileri, öğrenme hızları, öğrenme gerilikleri varsa ya da aşağı hareketlilik varsa bunun erken teşhis edilebilmesi okullarda öğrencileri değerlendirerek erken tanı erken tedavi yönünde araştırma yapmak gayesiyle oluşturuldu proje. Yakın geçmişte bir pandemi süreci yaşandı ve insanlarımızı aylarca eve kapattık. Kendisinde ve çevresinde hasta tespit edilmesi durumunda sert izolasyonlar ve kapanmaya sebebiyet verdik. Yaş sınırına olmaksızın bu tedbirleri uygulamak zorunda kaldık. Her yaş grubunda farklı etkileri olmuştur. Bu çalışmanın esas temel gerekçelerinden bir tanesi de pandemide yaşanılan bu kısıtlamanın çocukların gelişimine ne tür bir etki yarattığı tespit edilecek. Doğu Akdeniz Üniversitesi ile birlikte yürüttüğümüz birkaç projeden bir tanesi. Başka projelere de rol model olacak şekilde planlanmıştır. Benzeri başka projeleri de hayata geçirerek hem toplum sağlığını koruyarak hem de DAÜ’nün hem bilimsel hem de toplumsal görevleri var onlarla üniversitenin topluma karşı görevlerini yerine getirmek adına bu tür projelere önem veriyorlar. Birlikte halkımız için toplumumuz için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. ” dedi.
“ÜNİVERSİTELERLE BERABER GÜCÜMÜZÜ BİRLEŞTİREREK DAHA ETKİN AKADEMİK ÇALIŞMALAR YAPMAK İSTİYORUZ”
Topluma katkı sağlamak için sadece üniversitelerin değil sivil toplum örgütlerinin de sosyal sorumluluk projeleri olduğunu söyleyen Dinçyürek, Sağlık Bakanlığı olarak toplumda farkındalığı arttırma ve topluma hizmet verebilme adına bu tür projeleri birlikte yürüterek daha büyük bir imkanla etkiyle bu projelerin hayata geçmesi için çalıştıklarını belirtti;
“Birçok sivil toplum örgütü kendi imkanlarıyla yaptıkları etkinliklerde Sağlık Bakanlığı’nın çeşitli bölgelerde ihtiyaç duyduğu eksiklikleri bularak bize bağış yapıyorlar. Bu sivil toplumun bize yaptığı katkıların bir bacağıdır, diğeri ise üniversitelerle birlikte hareket ederek erken tanı ve tedavide toplumda tarama testleri ya da bilinçlendirme programlarına biz çok büyük destek veriyoruz. Sadece bir hastayı tedavi etmek olarak değil koruyu hekimliği de erken tanıyı da öne çıkartmaktır. Biz kendi görevimizi yapıyoruz hem de üniversitelerle beraber gücümüzü birleştirerek daha etkin akademik çalışmalar yapmak istiyoruz. ”
“DÜZENLİ KONTROLDEN GEÇMEK, ACI TABLOYU ÖNLEYEBİLİR”
Pandemi döneminden sonra ani ölümlerin artması ile açıklama yapan Dinçyürek, halk arasındaki ani ölüm ile tıbbi tanımın örtüşmediğini belirtti.
“Başta alışkanlıklarımız, yaşam şeklimiz, beslenme şeklimiz, spor aktiviteli yapmamız, checkup yaptırılıp yaptırılmaması birçok şeyi önceden bilmemizi sağlayan tedbirler vardır. Ne tür ön şikayet olursa olsun bir grup hastamız bunu asla önemsemez, göz ardı eder ve ansızın ortaya çıkan kalp krizi ve benzeri olaylarda hayatını kaybeder. Bir diğer grup herhangi bir somut semptom olsun ya da olmasın her şeyi doktora danışır ve gerçek anlamda bir şikayeti olduğunda çevresi önemsemez ve hastayı kaybederiz. Düzenli kontrolden geçmek, mevcut şikayetleri göz ardı etmeden mevcut durumunuzu kontrol altında tutabiliyorsak önceden bildiğiniz riskler bir komplikasyon yaşamadan, acı bir tablo ile karşılaşmadan önlenebilir. Önceden düzenli kontrollere giden, yaşam şekline beslenmesine dikkat ederek daha sağlıklı daha uzun ömür yaşamak mümkündür. ”
“HEDEFLERMİZDEN BİRİSİ YARIM KALAN PROJELERİ BİTİRMEK”
8 sene önce devlet laboratuvarı yanmasının ardından Tarım Bakanlığı’nın içerisinde kısmi fonksiyonlarını yerine getirmeye çalıştığının altını çizen Dinçyürek, yarım kalan tüm projelerin tamamlanacağını vurguladı.
“Yangın öncesi dünyaca kabul edilen devlet laboratuvarı şu anda kendi varlığını sürdürmekte bile sıkıntılı durumda. Göreve gelir gelmez yeni devlet laboratuvarını yapma kararı aldık. Projesi bitmiştir. Vizeden çıkar çıkmaz keşif bedeli ile beraber finansmanı sağlanmıştır. Finansmanın çoğu Sağlık Bakanlığı fonundan 10 milyon TL anavatan Türkiye’nin destekleriyle sağlanacaktır. Biz bunu ihaleye çıkma noktasındayız. Yangın döneminde etkilenen cihazların tek tek kontrollerini yapıyoruz. Mümkün olan cihazları ayağa kaldıracağız. Yeni cihazlar alınması gerekiyorsa bu konuda kararlıyız. Sayın Başbakanımızın ben göreve gelir gelmez verdiği direktiflerden birisi yarım kalan projeleri bitirmek, Güzelyurt Hastanesi, Yeni Girne Hastanesi, ne varsa ortada olan projeler hepsinin bitmesi talimatını aldık. Bahsettiğimiz çoğu projeler ihaleye çıkma aşamasında. Devlet laboratuvarının bir taraftan binası hazırlanıyor , bir taraftan cihazlar diğer taraftan ise kaybettiğimiz akreditasyonu geri almak için çalışmalar yapıyoruz.”
