Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ, GÜNEŞ TV’ye açıklamalarda bulundu, projeleri hakkında bilgi verdi ve pandeminin gidişatı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu:
GÜÇLÜ BİR EKİBİMİZ VAR…
Bakan Gürçağ son günlerde yeniden artan COVID-19 vakaları ile ilgili olarak alınan önlemleri de şöyle açıkladı “Tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de Covid-19 hastalığında bir artış gözlemliyoruz. Sağlık Bakanlığımızın ekipleri özellikle kalabalık olan alanlara giderek rastgele antijen testlerini uyguluyor. Hekimlerimiz aracılığıyla da ne yapmaları gerektiğine dair yönlendirmeler gerçekleştiriyoruz. Korkacak bir şey yok. Aşılanmanın da verdiği destekle hastalık çok daha hafif semptomlarla geçiriliyor. Bu noktada insanların kişisel tedbirlerini almaları ve uymaları önemlidir. Sağlık Bakanlığı olarak güçlü ve tecrübeli bir ekimiz vardır. Bu güçlü ve tecrübeli ekiple salgını kontrol altında tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
İHALE İÇİN BLOKENİN ONAYI BEKLENİYOR…
Gürçağ, sağlıkta kısa vadeli projeleri hayata geçirmeye başladıklarını söyledi ve “Uzun vadeli projelerimiz arasında ise yeni Girne Hastanesi’nin hayata geçmesi var.Yeni Girne Hastanesi ihaleye çıkacak haldedir. Tüm hazırlıkları Sağlık Bakanlığı tarafından yerine getirilmiştir. Şu an da ihtiyacımız olan Maliye Bakanlığı’nın inşaatı tamamlaması adına blokesinin onaylanmasıdır.Biz Maliye Bakanlığı’na yazışmalarımızı yaptık. Önceki projelerin yanı elektrik projesinin, mekanik projenin, mimari projenin tamamlanmasını ve Planlama İnşaat Dairesi’ne getirilene kadar izlenmesi gereken yolu bakanlığımız izlemiş ve yerine getirmiştir. Blokesinin onaylamasıyla ihaleye çıkacağız” dedi.
İşte Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ’ın GÜNEŞ TV’ye verdiği röportajın detayları:
Sağlık Bakanlığı için “En zor bakanlık” denir… Sizce de öyle mi?
“Hayır her hangi bir zorluk söz konusu değildir. Her görevin kendine has sorumlulukları vardır. Siz sorumluluğunuzun ne olduğunu bildiğiniz zaman, konuya hâkim olduğunuz zaman yasalar çerçevesinde hukuk çerçevesinde artıları eksikleriyle gündeminize alır ve süreci yönetirsiniz. O nedenle zorluk söz konusu değildir.
Önünüzde kısa ve uzun vadeli ne gibi projeler var ?
“Projelerimiz hazırdır. Kısa vadeli projelerimizi hayata geçirmeye de başladık. Nedir bu kısa vadeli projeleriniz derseniz Güzelyurt Sağlık Merkezi’nin yıpranmış duvar ve bahçesi vardı. Boya badana ihtiyacı giderildi. Böylesine iklim krizinin yaşandığı gündemde de ağaçlandırmanın da hayati önem taşıdığı bilincindeyiz. Bu noktada Güzelyurt Sağlık Merkezi’nin bahçesine 12 adet fidan diktik. Fidanların tamamı da hayat buldu. Yakından onların yaşadığını takip ediyoruz. Hemşire ve doktor eksikliğinin giderilmesine katkı koyduk. Yine Akçay köyümüzde sağlık odası kilitli bir şekilde duruyordu. Oraya doktor ve hemşire görevlendirmemizle köylünün ayağına sağlık hizmetini götürmüş olduk. Bunun gibi hedeflerimizi hayata geçirerek kısa vadeli projelerimizi canlandırıyoruz.
“Uzun vadeli projelerimiz arasında ise yeni Girne Hastanesi’nin hayata geçmesidir. Yeni Girne Hastanesi ihaleye çıkacak haldedir. Tüm hazırlıkları Sağlık Bakanlığı tarafından yerine getirilmiştir. Şu an da ihtiyacımız olan Maliye Bakanlığı’nın inşaatı tamamlaması adına blokesinin onaylanması. Yani binamız, Planlama ve İnşaat Dairesi’nin yapmış olduğu keşif bedeliyle bize bilgisi şu oldu; binanın anahtar teslim bedeli 227 milyon Türk Lirası’dır. Biz Maliye Bakanlığı’na yazışmalarımızı yaptık. Önceki projelerin yanı elektrik projesinin, mekanik projenin, mimari projenin tamamlanmasını ve Planlama İnşaat Dairesi’ne getirilene kadar izlenmesi gereken yolu bakanlığımız izlemiş ve yerine getirmiştir. Maliye Bakanlığı’nın da bu ihtiyaç duyulan paranın blokesini onaylamasıyla biz ihaleye çıkacağız. Toplum sağlığını, koruyucu hekimliği önemsiyoruz ve destekliyoruz. Bizim şu an da bakanlığımızın uyguladığı toplumsal sağlık taramaları da vardır. Diyabet taraması, yüksek tansiyon taraması, diyaliz taraması. İnsanlarımız rastgele seçilen kişilerdir. İlgili kişinin telefonuna mesaj olarak gidiyor. Telefonla ulaşılıyor ve o ilgili kişiler sağlık merkezlerimize davet ediliyor. Burada hiçbir mecburiyet yoktur. Tamamen ilgili kişinin rızasıyla yapılan uygulamalardır. Doktorun ilgili kişiyi yönlendirmesiyle kan tahlili yapılıyor, idrar testleri uygulanıyor. Bu kısa vadeli hedeflerimiz arasında hayata geçirdiğimiz uygulamalardır.”
COVID-19, tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de artıyor…Panik gerektirecek bir durum var mı?
“Ülkemizde de Covid-19 hastalığında bir artış gözlemliyoruz. Tamamen random testleri uyguluyoruz. Sağlık Bakanlığımızın ekipleri özellikle kalabalık olan alanlara giderek rastgele antijen testlerini uyguluyor. Burada edindiğimiz bilgiler de şu yöndedir; Aslında insanlar tamamen semptomsuz Covid-19 hastalığını da geçiriyorlar. Hiçbir şekilde farkında değiller. Rasgele yapmış olduğumuz testler neticesinde biz bu pozitif vakaları tespit ediyoruz. Hekimlerimiz aracılığıyla da ne yapmaları gerektiğine dair yönlendirmeler gerçekleştiriyoruz. Korkacak bir şey yoktur. Zaten yüzde 80 oranında insanlar Covid-19 hastalığını habersiz geçirdikleri noktadır. Aşılanmanın da verdiği destekle hastalık çok daha hafif semptomlarla geçiriliyor. Bu noktada insanların kişisel tedbirlerini almaları ve uymaları önemlidir. Sağlık Bakanlığı olarak güçlü ve tecrübeli bir ekimiz vardır. Bu güçlü ve tecrübeli ekiple salgını kontrol altında tutuyoruz. Hem sağlık camiasında hem de otorite bacağında her şeye hâkim olarak süreci takip ediyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa’ya yapacağı yeni hastaneyle ilgili son durum nedir?
“Anavatan Türkiye’nin ülkemize hediye edeceği 500 yataklı devlet hastanesi Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası ihaleye çıkmasıyla hayat bulacak. Bu süreç ise Türkiye tarafından takip ediliyor.”
Kabinede tek kadın bakan olmanın zorluğunu yaşadığınız oluyor mu?
“Kadın olma kimliğimle ilgili herhangi bir sorun yaşamıyorum. Kabinede ve tüm karar mekanizmalarında kadınların olması gerektiğini her zaman savundum ve savunmaya devam edeceğim. Nedeni ise toplumları oluşturan insanların yarısını kadınlar diğer yarısını da erkekler oluşturmaktadır. Alınan kararlar sadece erkeğe yönelik kararlar değildir. Aynı zamanda kadını ve çocuğu ilgilendiren kararlardır. Bundan dolayı kadını en iyi kadının anladığını tekrar ettiğimiz noktada alınan kararların sadece erkeklerin gözüyle değil, kadınların da gözüyle değerlendirilip hayata geçirilmesi çok daha sonuç odaklı çok daha verimli kararların hayat bulmasına destek verecektir. O nedenle kadın elinin tüm karar mekanizmalarında var olması gerekir.”
ÖZEL HABER- ZİLAN BOZYİĞİT