


Prof. Dr. Salih Saner, zemin haritası olmadığını ve bu konuda alüvyon sahaların haritalanması gerektiğine vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi ve Doğal Kaynaklar Komitesi Başkanı ve Yerbilimci Prof. Dr. Salih Saner, Güneş TV’de yayınlanan, Sibel Koçak’ın hazırlayıp sunduğu DE’SİBEL programının konuğu oldu.
Prof. Dr. Salih Saner, Türkiye’de yaşanan Kahramanmaraş’lı depremlerin ülkemizde büyük bir depreme neden olup olmayacağı konusunda bilgiler verdi.
Türkiye’de üst üste yaşanan depremlerin büyük yıkımlara neden olduğunu belirten Saner, depremin olacağı hattın daha önce bilim insanları tarafından duyurulduğuna dikkat çekerek, yalnızca deprem değil bütün doğal afetlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çizdi.
AFAD ile MTA’nın fay ve deprem haritalarını yorumlayarak Kıbrıs adasına uzanımlarını araştıran Saner, Limasol, Trodos bölgelerinin olası deprem bakımından daha riskli durumda bulunduğunu ifade etti.
KKTC’nin birinci derece deprem zonu üzerinde bulunmadığını belirten Saner, yine de yakınlarda meydana gelebilecek bir depremden etkileneceğini dile getirdi.
Depreme karşı alınacak önlemler başında binayı yapan müteahhit ve mühendislerden bilgiler almak ve gerekiyorsa depreme dayanıklılık testlerinin yaptırılması olduğunu belirten Saner, KKTC’de bir zemin haritasının oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.
“Yerbilimci doğru rapor verdi mi? Gerçekten teknik bir inceleme var mı yoksa sadece mühür mü alınıyor? Bu konularda dikkatli olunmalıdır” diyen Saner, ticari amaçlı yapılan yapılar konusunda dikkatli olmanın önemine işaret ederek “Ev yapacağız, para kazanacağız değil de bazı gerçekleri göz önüne alarak yapmak gerekir” ifadelerini kullandı.
LEFKOŞA, MAĞUSA, GÜZELYURT BÖLGELERİNE DİKKAT
Lefkoşa, Gazimağusa ve Güzelyurt bölgelerinin alüvyon zemin üzerinde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Salih Saner, bundan kaynaklı olarak depremin bu bölgelerde daha fazla hissedildiğini söyledi. Saner, Girne’nin sağlam bir zemin yapısına sahip olduğunu ifade ederek geçmişte yaşanan depremler hakkında bilgi verdi.
KIBRIS ADASI BATIP ÇIKTI MI?
1900-2022 yılları arasında 6 üzeri şiddetinde 3 deprem yaşandığını dile getiren Saner, “Bazı literatürlere baktığımızda 1222 yılında da büyük bir depremin olduğu kabul ediliyor. Kayıtlarda 7.5 olarak geçiyor ama o dönem için bunu ölçebilecek bir cihaz yok” dedi.
Geçmişte Kıbrıs adası batıp çıktı mı sorusu üzerine Saner, şunları ifade etti: “Adanın batıp çıktığı olayı doğru değil. Deniz zaman zaman bölgeyi örtebilir.”
OLASI TSUNAMİ HANGİ BÖLGELERİ ETKİLER?
Tsunaminin nasıl meydana geldiğiyle ilgili de bilgi veren Saner, “Kahramanmaraş’ta kırılan fay denizde oynama yapmaz. Deniz tabanında oluşan kırık öteki tarafı yukarı doğru iter. Bu yukarı itmede büyük bir su kütlesi aniden yukarı doğru itildiği için dalgalar meydana gelir. Ülkemizde olası bir tsunamide Girne bölgesinin sahilinden karaya doğru ilerlemez. Mağusa ve İskele bölgesinde oluşacak bir tsunamide ise karaya doğru ilerleme söz konusu olabilir” dedi.
“YAPILAN HER ETKİNİN CEVABINI ALIRSINIZ”
Doğu Akdeniz’de yapılan sondaj gemileri bir deprem yaratır mı? sorusuna karşılık Saner, “Her yapılan etkinin bir cevabını alırsınız. Dolayısıyla sondajlarda olan titreşimler küçüktür ve büyük çatlaklar oluşmaz. Ancak hidrolik çatlatma yaparsanız ve bunu bilinçsiz yaparsanız orada petrol varsa suya karışır. Bu nedenle bu çalışmalar modellenir ve ona göre ele alınır” cevabını verdi.
Deprem konusunda ülkemizde ciddi bir çalışmanın yapılmadığını belirten Saner, “Fay hatlarını çalışmalıyız. Beşparmak Dağları’ndan geçen fay aktif mi değil mi? Kıbrıs’taki zemin çeşitleri nedir? Bir zemin haritamız yok. Önce genel bir zemin haritası oluşturmalı ve sonra ilçe ilçe daha detaylı ortaya koymalıyız” diye konuştu.
Bilim ışığında, bilime dayalı şekilde hareket edilmesine vurgu yapan Saner, “Deprem bir gerçektir ve ne zaman olacağını söyleyemeyiz. Ama Hatay’da meydana gelen depremin yarın Kıbrıs’a geleceğini düşünmüyorum. Bir kırık ilerlemesi söz konusu ve bu ne kadar zaman alır bilemiyoruz. Ama bir anda olacağını sanmıyorum” dedi.