Reklam
Reklam

Reklam
  • ANASAYFA
  • Kıbrıs
  • BAŞBAKAN ÜSTEL’DEN İSRAİL-YUNAN-GKRY ZİRVESİNE SERT TEPKİ

BAŞBAKAN ÜSTEL’DEN İSRAİL-YUNAN-GKRY ZİRVESİNE SERT TEPKİ

Reklam
GÜNEŞ MANŞET (1)
Reklam

Başbakan Ünal Üstel, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Tel Aviv’de gerçekleştirdiği zirve ve basına yansıyan “ortak askeri güç” kurma planlarına ilişkin bir açıklama yaptı.

Başbakan Ünal Üstel’in açıklaması şöyle;

“Türkiye ve Kıbrıs Türk halkını
Hedef Alan Hiçbir Askeri Plan Meşru ve Sürdürülebilir Değildir”

Doğu Akdeniz’de barış, istikrar ve iş birliği zeminini güçlendirmek yerine; gerilimi tırmandırmayı, askeri bloklaşmayı ve dışlayıcı politikaları tercih eden İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üçlüsünün Tel Aviv’de gerçekleştirdiği zirveyi ve basına yansıyan “ortak askeri güç” kurma planlarını dikkatle ve ibretle takip etmekteyiz.

Özellikle İsrail, Yunanistan ve GKRY’nin toplam 2.500 kişilik bir “Hızlı Müdahale Gücü” oluşturarak bunu Türkiye’ye ve Kıbrıs Türk halkına karşı bir “caydırıcılık ekseni” olarak sunmaları, yalnızca açık bir düşmanlık göstergesi değil; aynı zamanda Doğu Akdeniz barışına saplanmış yeni ve tehlikeli bir hançerdir.

Bilinmelidir ki;

İsrail Bölgeyi Ateş Çemberine Çekmektedir:

Orta Doğu’da sürdürdüğü saldırgan politikalarla insani değerleri ayaklar altına alan İsrail yönetimi, bu istikrarsızlığı şimdi de Doğu Akdeniz’e taşımaya çalışmaktadır. Bölgeyi bir “barış alanı” olmaktan çıkarıp “çatışma sahasına” dönüştürme çabaları, yalnızca Kıbrıs Adası’nı değil, tüm Akdeniz havzasını tehdit etmektedir. Rum-Yunan ikilisinin bu tehlikeli oyunda figüran olmayı kabul etmesi, tarihsel bir yanılgıdır.

Rum Liderliği Müzakere Zeminini Dinamitlemektedir:

GKRY liderliği bir yandan uluslararası topluma “çözüm” söylemleri sunarken, diğer yandan Türkiye’ye karşı askeri ittifaklar kurma arayışındadır. Bu ikiyüzlü yaklaşım, Ada’daki gerçeklerden ne denli kopuk olduklarının açık göstergesidir. Silahlanmayı ve askeri paktları çözüm zanneden bu zihniyet, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve iki devletli çözüm vizyonunun neden haklı ve zorunlu olduğunu bir kez daha teyit etmiştir. Bu adımlar, müzakere zeminini ortadan kaldırmakta ve olası bir uzlaşıyı imkânsız kılmaktadır.

“Kanlı Noel” Zihniyetiyle Gelecek İnşa Edilemez:

Tarihimize kara bir leke olarak geçen ve Kıbrıs Türk halkına yönelik soykırım girişiminin miladı olan “Kanlı Noel”in yıl dönümünde, Rum liderliğinin bu mezalimden ders çıkarmak yerine o günkü saldırgan zihniyeti öven ve bugün askeri planlarla yeniden diriltmeye çalışan tutumu kabul edilemezdir. 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kana bulayan zihniyet neyse, bugün Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı askeri güç kurmaya yeltenen zihniyet de aynıdır. Bu anlayışla sağlıklı bir müzakere sürecinin yürütülmesi mümkün değildir.

Hak ve Menfaatlerimizden Asla Taviz Verilmeyecektir:

Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti ile et ve tırnak gibiyiz. Doğu Akdeniz’de, Mavi Vatan’da ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik alanlarında; Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını yok sayan, bizi denklem dışına itmeye çalışan her türlü askeri plan, boru hattı projesi ya da siyasi ittifak baştan ölü doğmaya mahkûmdur.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, Anavatanı ile birlikte, kendisine yönelen her türlü tehdidi bertaraf edecek güce; hak ve menfaatlerini savunacak diplomatik ve askeri iradeye sahiptir. Barışın yolu askeri maceraperestlikten değil; Ada’daki gerçeklerin, yani iki ayrı halkın ve iki ayrı devletin varlığının kabul edilmesinden geçmektedir.

 

 

Reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?