Akdeniz’in bittiği yerde zeytin ağaçları başlar.
Her evin havlısında mutfağa bakan kısımda yediveren bir ekşi ağacı vardır mutlaka.
Yaz akşamlarında gelen misafirleri giriş kapısında güzel kokusuyla bir yasemin çiçeği ve ona eşlik eden pembe kokulu gül, minik menekşe çiçekleriyle lazmarin çiçeği, renk renk sardalyalar karşılar, kerpiç evden içeriye girince serin yer isteyen ve kerpiç evin serinliğinde sündürmede ya da pencere ağzında yerini seven Feslikan çiçeği ağaç gibi büyümüştür teneke saksıda.
Evin raftısında bir demet kereviz, bir demet golyandro, bir demet nane, bir iki baş taze soğancık, domates, salatalık ve biberler dalından kesilerek salata için hazırdır.
Mutfağın tel vitrininde çakısdez, çörek ve sarı bidon içinde suda eskidikçe güzelleşen hellim eksik değildir.
Buzdolabında turunç macunu, alıç macunu ve ceviz macunu, limonatası..
Böyle sıralaycak olursak bu liste uzar ve gider.
Bugün günümüzde Kıbrıslıyım diye mangalda kül bırakmayan ve Kıbrıslılık üzerinden siyaset yapanlar çoğaldı.
Özellikle gençler üzerinden yapılan bu siyasi oyunlara gelinmemeli.
Kültürel değerleri korumak milletin görevidir.
Biz bu değerlerimize sahip çıkarsak Kıbrıs kültürü her zaman yaşar ve yaşatılır.
Bir milletin kültürünü yaşatması için bayrağı, devleti, toprağı olmalı.
Eğer ki bunlar olmazsa kültürünü devam ettiremez.
Kıbrıs Türkü yıllardır Kıbrıs’ta bir varoluş mücadelesi verdi ve vermeye devam ediyor.
Kıbrıs Türkünü sahibi olduğu adada hak ve çıkarlarını elinden almak isteyen Rum tarafına hizmet eden içimizdeki hainlere soruyorum, sen ne kadar Kıbrıslısın?
Görüyoruz ki toplumumuz içinde bazı kesimler Türkiye’ye karşı söylemlerde bulunuyor. Bu içi boş söylemlere karşı soruyorum?
Türkiye senin elinden yaşam hakkını mı çaldı? Kültürünü yaşatmana engel mi oldu?
Türkiye Kıbrıs Türkünün adadaki hak ve çıkarlarını korumaktan Kıbrıs Türküne her şart altında destek olmaktan her zaman yanında olmaktan başka bir şey yapmadı.
Ama Rum tarafı Kıbrıs Türkünün ürettiği mutfak kültürünün bir parçası olan Hellimi çaldı!
Kıbrıs Türkünün adadaki varlığını yok etmeye kalktı! Hak ve çıkarlarını gasp etmeye çalıştı ve daha devam ediyor vazgeçmedi vazgeçmeycek.
Bunu da Kıbrıs Türkü çok iyi bir şekilde biliyor.
Kıbrıs Türkü üreten ve mücahit bir halktır devletini, bayrağını, egemenliğini, toprağını koruduğu gibi kültürünü ve Kıbrıslılığnı da korur. Fedarasyoncuların korumasına ihtiyacı yoktur.
Sevgili gençler burada size seslenmek istiyorum, Kıbrıs’ın gerçek ve tek sahibi Türk milletidir.
“Kıbrıs Türküyüm’ demekten gurur duymalısınız. Atalarımız Kıbrıs’ın tamamına sahipken canları pahasına korudukları toprakların yarısını kaybettiler.
Size düşen görev savaşla alınan topraklara sahip çıkmaktır.
Bunun için de devletimize, cumhuriyetimize, bayrağımıza egemenliğimize sahip çıkmalıyız.
Milli değerlermize sahip çıkarsanız Kıbrıs Kültürünü yaşatabilirsiniz.
Aksi olursa Rum’a yama olur kendi topraklarınızda itilir kakılır ya 3. Sınıf vatandaş olarak yaşamayı kabul eder ya da Kıbrıs’tan göç edersiniz, başka milletlerin kültürü ve bayrağı altında yaşar gurbet ellerde vatan hasreti çekersiniz.
Bunları yaşamamak için KKTC ‘yi yaşatacağız.
Özetle “Milleti yaşat ki, devlet yaşasın,
Kültürü yaşat ki Millet yaşasın”