

BM GÜVENLİK KONSEYİ KARARLARI VAR! DİYEN MUHALEFETE GENEL SEKRETER HASİPOĞLU;
BİZİM DE ANAVATANIMIZ VE ARTIK DİĞER TÜRK DEVLETLERİ VAR
UBP Genel Sekreteri ve Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu,Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşmelerinde muhalefet vekillerinin iddialarına cevap vererek, BM ve Kapalı Maraş konularında açıklamalarda bulundu.
Hasipoğlu "Türk Devletleri Teşkilatı’na üye olduktan sonra, KKTC’nin uluslararası alanda hak ettiği yeri alması için verilen mücadele, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında, artık Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan gibi Türk Cumhuriyetleri de var" dedi.
UBP Genel Sekreteri ve Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Kapalı Maraş açılımı ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a yönelik eleştiri ve iddialara Cumhuriyet Meclisi kürsüsünden cevap verdi.
MARAŞ AÇILMAYA DEVAM EDECEK
Muhalefetin Kapalı Maraş açılmadı iddiasının doğru olmadığına dikkat çeken UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, “Kapalı Maraş 5.3 km²’lik bir bölgedir. Maraş’ın kamu alanlarının yüzde yetmişbeşi açılmıştır. Yüzde 3.5’luk alan askeri bölge olmaktan çıkarılan alandır. 2023’de açılım devam edecek ve bunu göreceksiniz” dedi.
“Kapalı Maraş toprak bağlamında masada olan bir konuydu ve bizler bugün hala CTP aklına uyup federasyon görüşüyor olsaydık Kapalı Maraş’ı açamazdık. Kapalı Maras’ı yıllarca müzakere masasında meze yaptık. Maraş müzakerelerin adeta bir simgesi haline gelmişti, statükonun bir parçası idi. Biz bu statükoyu yıktık” diyen Hasipoğlu muhalefetin Maraş’ın Güvenlik Konseyi kararları gereği BM idaresine devredilmesi görüşüne kesinlikle katılmadığını ifade etti. Hasipoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “BM bir bölgeyi yönetebilir mi, yol su elektrik tedarik edebilir mi? Bizim toprağımız olduğuna göre tam açılımı tüm altyapıyı getirip, binaların tam güvenliğini sağladıktan sonra gerçekleştirmemiz en doğru yol olacaktır.” Hasioğlu, Kapalı Maraş’ın BM’ye devredilmesinin söz konusu olmayacağını, ara bölge olmadığını, BM’nin yetkisinin ara bölgede olduğunu, Kapalı Maraş’ın tıpkı açık alanda olduğu gibi KKTC toprağı olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın müzakere heyetini taraflı oluşturdu iddialarına karşılık Hasipoğlu, önceki dönem Cumhurbaşkanlarının da kendi heyetlerini oluşturduğunu anımsatarak, Kıbrıs konusunda bugüne kadar federasyon bağlamında yapılan müzakerelerin başarılı olmadığına dikkat çekti.
“FEDERASYON MODELİ İÇİN TÜNELİNİN UCUNDA IŞIK YOK”
Kıbrıs meselesinde bir çözüme ulaşmak için tüm partilerin ve Cumhurbaşkanlarının mücadele verdiklerinin altını çizen Hasipoğlu, “Sorunun bir statü meselesi ve paylaşım sorunu olduğunu belirterek “Kıbrıs konusunda kırmızı çizgilerimiz var. Sayın Akıncı’da geldi ama o da başarılı olamadı. Benim neslimin son denemesiydi dedi. Biz de UBP olarak 2010 – 2015 yılları arasında müzakere masasındaydık ve çaba sarfettik. 2017 yılında Crans Montana görüşmelerinde de oradaydık” dedi ve ekledi: “Ama Rum tarafı adanın yönetimini ve zenginliklerini paylaşmaktan yana olmadı. Anastasiadis, hiçbir şekilde Türk askerinin adadaki varlığını, Türkiye garantörlüğünü kabul etmem dedi. Siyasal Eşitlik bağlamında Tek Türk bakanın olumlu oyunu dahi kabul etmem diyor. Bu durumda CTP milletvekilleri hala daha federasyon görüşmelerine devam edelim diyebiliyorlarsa, ben diyecek bir söz bulamıyorum.”
“Kapalı Maraş mülkiyet toprak bağlamında masada olan bir konuydu ve bizler bugün hala federasyon görüşüyor olsaydık Kapalı Maraş’ı açamazdık” diyen Hasipoğlu Rum tarafının seçime gittiğine işaret ederek “Anketlere baktığımızda yine aynı zihniyet Rumlarda devam ediyor. Federasyon anlamında tünelin ucunda ışık göremiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devletli eşit egemen siyasetini ortaya koyarak halkın oyunu aldığına dikkati çeken Hasipoğlu, 2017 öncesinde yapılan federasyon görüşmelerinde Kıbrıs Türk tarafının hep sonuç odaklı tüm planlara ve yakınlaşma belgelerine olumlu tavır sergilemesine rağmen, halkımızın haksız ve hukuksuz bir şekilde ambargo ve izolasyonlara maruz bırakıldığını belirtti. Muhalefetin AB’den medet ummasına da anlam vermedeğine dikkat çeken Hasipoğlu, Rum tarafının Doğru’dan Ticaret Tüzüğü’nü engellemek için girişimlerde bulunduğunu, AB’nin de Rum tarafı ve Yunanistan talepleri doğrultusunda tek yanlı tutumu sergilemeye ve hata üstüne hata yapmaya devam ettiğini ifade etti.
5 DAİMİ ÜYE DÜNYAYA HÜKMEDEMEZ
Hasipoğlu, CTP Milletvekili Doğuş Derya”nın 5 BMGK üyesinin veto hakkı var, KKTC”yi nasıl tanıtacaksınız sorusuna karşılık, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın, BM Genel Kurulu’nda daha önce yaptığı konuşmalara atıfta bulunarak; “Dünya 5’ten büyüktür, 5 daimî üye bütün dünyaya hükmedemez, bu üyeler dünyada daha önce Bosna’da, Afrika’da yaşanan zalimliklere ve son olarak Ukrayna savaşına kendi çıkarları doğrultusunda sadece seyirci kalmışlardır” dedi. “Kıbrıs meselesi BMGK Daimi üyelerinin insafına bırakılamaz” diyen Hasipoğlu, “Bu yüzden her seferinde BM’ye sığınan ve BM kararlarına atıfta bulunan muhlefete seslenerek; “Gelin bir kez olsun tek ses olup devletimize sahip çıkalım” çağrısında bulundu.
“KİMSENİN HAKKI VE HUKUKU GASP EDİLMEDEN BAŞVURULAR DEĞERLENDİRİLECEK”
BM kararlarında yer alan maddelerin 1974 öncesi sakinlerin haklarının gözetilmesi için konulduğunu belirten Hasipoğu, “Taşınmaz Mal Komisyonu kapsamında kimsenin hakkını hukukunu gasp etmeden başvurular değerlendirilecektir” diye konuştu.
CTP Milletvekili Fikri Toros’un “Kapalı Maraş” açılmamıştır ifadelerine karşılık cevap veren Hasipoğlu şunları söyledi: “Kapalı Maraş açılmadı iddiası doğru değildir. 2023’de açılım devam edecek ve bunu size ispatlayacağız, göreceksiniz.”
Muhalefetin Kapalı Maraşı uluslararası hukuka aykırı açtınız iddiasına karşılık, Kapalı Maraş konusunda uluslararası hukuka aykırı bir adım atılmadığının altını çizen Hasipoğlu, “Bugün Maraş tamamen açılmadı çünkü özel mülkler var ve bu uluslararası hukuka saygınlığın gereğidir. Biz eğer bugün federasyon görüşüyor olsaydık sizin bu küçümsediğiniz adımlar dahi atılmayacaktı” vurgusu yaptı.
Kapalı Maraş’ı BM idaresine devretmek gibi bir düşüncenin söz konusu olmadığının altını çizen Hasipoğlu, “ Zamanında alınan Güvenlik Konseyi kararları özel mülkiyet sahiplerinin mülklerini korumaya yönelik kararlardır. Bu kararlara takılıp kalmayın, AİHM kararları Güvenlik Konseyi kararları üzerindedir” dedi.
Anastasiadis’ın Kıbrıs müzakereleri konusunda tavrının net olduğunu ifade eden Hasipoğlu, “Müzakere masasında adanın zenginliklerini nasıl paylaşacağız, gelin komite kuralım dedik. Anastasiadis gözümüze bakıp ben komite kurmam dedi. Adanın tek egemeni benim, istediğim ülkelere ve şirketlerle anlaşmamı yapar, sana da çözüm olursa bir gün payını öderim diyebilmiştir. İşte bu yüzden Egemen Eşitlik bizim için önemlidir. Bunlar görüşme tutanaklarında da vardır. Onların bu cevabı üzerine biz de Anavatan Türkiye ile 2011 yılında kıta sahanlığı sınırlandırması anlaşmasını imzaladık ve bu konuda çalışmalar devam etmektedir” dedi.
“YENİ VİZYONUMUZDA MÜTTEFİKLERİMİZ ÇOĞALMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Tatar’ın uluslararası düzeyde temsiliyet sağlamadığına ilişkin iddialarına yanıt veren Hasipoğlu, “Bu iddialar doğru değildir. Uluslararası üst düzey birçok bakan, bürokrat ile Sayın Cumhurbaşkanımız görüşmelerde bulunmaktadır. Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üyeliğimiz ise küçümsenecek bir olay değildir. Yeni vizyonumuzda Anavatanımızla birlikte Türk devletleri de yanımızdadır. Yeni politikamızda yalnız değiliz ve müttefiklerimiz çoğalmıştır. Daha bugün muhalefet vekillerinin de yer aldığı üye olduğumuz Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkelerin meclisleri ile ayrı ayrı dostluk grupları oluşturuldu. Bunlar boşuna oluşturulan gruplar değildir” ifadelerini kullandı.
“YENİ SİYASETİMİZ HAKLI VE MEŞRUDUR”
Yeni siyasetin doğru zamanda atılmış bir hamle olduğuna vurgu yapan Hasipoğlu, “Gerçek anlamda çözüm mücadelesi verildi. Ancak 2017 Crans Montana görüşmesi sonucunda Federasyon sürecini tükettiğimize inanıyorum. Yeni siyasetimiz ise doğru zamanda atılmış, haklı ve meşru bir zemindedir” dedi.
Özel Haber: Ezgi Çelik






