Reklam
Reklam

Reklam

“GEÇEN YIL BAŞIMIZA GELMEYEN KALMADI”

Reklam
GÜNEŞ MANŞET3
Reklam

Tarım Sigortalar Fonu Müdürü Karanfiloğlu, 2021-2022 üretim yılının hem kuraklık hem de don ve dolu zararlarının ödendi ender yıllardan biri olduğunu belirtti

Tarım Sigortalar Fonu Müdürü İpek Karanfiloğlu, Güneş TV’de Sibel Kolçak’ın hazırladığı De’Sibel programının konuğu oldu.

Tarım sigortası hakkında genel bilgiler veren Karanfiloğlu, ülkede yapılan tarım faaliyetlerini güvence altına almak ve tarımın sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla fonun kurulduğunu belirtti.

Üreticilere Tarım Bakanlığı tarafından doğrudan gelir desteği verildiğini kaydeden Karanfiloğlu “Kapsamımızda olan ürünlerden yüzde 15’ni doğrudan gelir desteklerinin yüzde 15’ni tarım sigortasına kaynak olarak alıyoruz. İthal edilen her gübreden yüzde 8 oranında prim tahsil ediyoruz, ve ithal akaryakıttan da yüzde 1 oranında prim tahsil ediyoruz” diyerek fonun gelir kaynaklarından bahsetti.

KİMLER TARIM SİGORTA FONU’NDAN YARARLANAMAZ?

Üreticinin mecburi olarak tarım sigorta fonunu yaptırması gerektiğini belirten Karanfiloğlu, sigorta kapsamında bulunmayanları ise şöyle anlattı: “Genel Tarım Sigorta Fonu’na üretici olarak kayıtlı olmayanlar veya hayvansal üretim yapıp da Hayvancılık ya da Veteriner Dairesine kayıtlı olmayan büyükbaş ve küçükbaş üreticilerdir. “

Karanfiloğlu, kuru tahıllar, patates, narenciye, bağ alanları, tüm sera alanları, muz üretimleri, hayvacılıkta 7-9 aylık hayvan düşükleri, Veteriner Dairesi’nin projelendirdiği tüm hayvan hastalıkları ve önlenmesi mümkün olmayan tüm hayvan hastalıkları, hayvan barınakları, doğal afetler durumunda hayvanların zarar görmesi gibi durum ve ürünlerin fonun kapsamında bulunduğunun bilgisini verdi.

“EKSTREM BİR YIL YAŞADIK”

Afet durumlarından zarar gören üreticilere yapılan destekler verildiğini kaydeden Karanfiloğlu, geçen yıl ödenen zararlara işaret ederek “Geçtiğimiz yıl tarım ve baklagil alanlarına kuraklık ve verim kaybı ödemeleri sadece 80 Milyon TL gerçekleşti. Bununla birlikte tahıl ürünlerinde don ve dolu zararları olmuştur ve 9 Milyon TL’de onun için ödeme yapıldı. Geçtiğimiz yıl narenciye bahçelerinde yine don ve dolu zararları oldu ve ekstrem bir yıl yaşadık. Geçen yıl hem kuraklığın hem de kırağı zararının ödendiği ender yıllardan biridir” dedi.

“Ölen her hayvanı sigortalı yapacak kapsamaya taşımayı isterdik” diyen Karanfiloğlu fakat bütçe ev personel yapısının bunlara cevap verebilecek boyutta bulunmadığını, geliştirmek için çalışıldığını ifade etti.

“YAĞIŞLARIN DOĞRU ZAMANDA YAĞMASI ÖNEMLİ”

Yağış ve kuraklık ilişkisine dikkat çeken Karanfiloğlu, yağışların doğru zamanda yağmasının tarımda önemli bir etken olduğunu söyledi. Karanfiloğlu, doğru zamanda yağmayan yağışların üründen beklenen verimi almayı engellediğini belirterek “Kuru tarımda çimlenme dönemi, ekinlenme, başaklama dönemlerinde yağış beklenir” dedi.

Kuraklık ve don zararlarının nasıl tespit edildiğinden bahseden Karanfiloğlu, “Geçtiğimiz yıl yaşanan don olayında birçok üretici müracaatını yaparken geç kaldı. Bunun farkında olup erken müracaat yapan da oldu. Bir üreticinin müracaatından sonra tüm bölgelere gezip bakıyoruz. Geçtiğimiz yıl do, kırağı, kuraklık zararları nedeniyle sürekli sahada denetimlerimizi gerçekleştirdik. Başımıza gelmeyen kalmadı” diye konuştu.

“MESARYA İÇİN İKİNCİ BORU HATTI GEREKLİ”

Kuraklığın küresel bir sorun haline geldiğine dikkat çeken Karanfiloğlu, mevsim yağışlarında kayma olduğunu ve buna bağlı olarak ekim tarihlerinin değişmeye başladığını kaydetti.
Meserya Ovası’na gelecek suyun tarıma nasıl etki edeceğine değinen Karanfiloğlu, “Orada yapılan üretimin hepsi sulamaya yetecek mi? Aslında bu ilk aşama için ikinci bir boru hattı gelmedikçe mümkün değil. Sonraki süreçlerde onunla ilgili gerekli adımları atacaktır ama elbette gelecek su bölgeye can suyu olacaktır” ifadelerini kullandı.

“ÇİLEK KAPSAMA ALANINA GİRECEK”

Zeytin üretimindeki son durum hakkında da bilgiler veren Karanfiloğlu, “Her yıl üretimi artmaktadır. İhracatına yönelikte girişimler yapıldı ve belli bir miktarda ihraç gerçekleşti” dedi.
Zeytinin pazar yaratılarak büyütülmesinin önemli olduğuna vurgu yapan Karanfiloğlu, sürekli büyüyen bir sektör olduğunu ifade etti.
Karanfiloğlu, çilek ürünün Tarım Sigortalar Fonu kapsamında olmadığını fakat kapsam alanına alınmasının gündemde olduğunu belirtti.

Reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?