Yılmaz, AK Parti Kütahya İl Başkanlığınca kentteki bir davet salonunda düzenlenen “Türkiye Buluşmaları” programında konuştu
Dünyanın zor bir dönemden geçtiğini belirten Yılmaz, şartlar ne olursa olsun hedeflerine kilitlenmiş bir yönetim olarak yola devam ettiklerini anlattı.
Yılmaz, 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin etkilerine ve küresel ekonomideki zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin istikrarlı ve güçlü yapısını koruduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm bulmak, dertlerine derman bulmak temel kaygımız oldu. Bu kapsamda içinden geçtiğimiz dönemde temel sorunun hayat pahalılığı olduğunun farkındayız. Vatandaşımızın bu sorununu görüyoruz ve buna odaklanmış durumdayız. Biz hep şunu ifade ettik: Vatandaşımızın sorunu neyse bizim sorunumuz da odur. Siyasetin gündemi ile milletin gündemi farklılaşmamalıdır. Dolayısıyla bugün en temel mesele olarak bunu görüyoruz. Bu sorunu çözmek için büyük bir gayret içindeyiz. Ekonomi programımıza sadık kalarak attığımız adımların olumlu sonuçlarını almaya başladığımızı ifade etmek isterim.
Enflasyonun hazirandan itibaren düşüş eğilimine girdiğini vurgulayan Yılmaz, “İnşallah bu eğilim devam edecek. Eylül ayı enflasyonu açıklandığında göreceğiz ki 40’lı rakamlara inmiş olacak. Şu anki tahminimiz öyle. Eylül ayında 50’nin altını göreceğiz. Yıl sonunda ise orta vadeli programdaki tahminimiz yüzde 41,5.” ifadesini kullandı.
Yılmaz, enflasyonu gelecek yılın sonunda yüzde 17,5’e düşürmeyi hedeflediklerini ifade ederek, 2026’da ise tek haneli rakamlara indirmek için kararlı olduklarını belirtti.
Son 2 yılda depremin yaralarını sarmak için 2 trilyon lira civarında kaynak ayırdıklarını bildiren Yılmaz, “Yüz binlerce konutu yeniden inşa ediyoruz. 200 binini inşallah bu yıl sonu, toplam 450 binini de gelecek yılın sonunda veya 2026’nın en geç ortalarında tamamlamış olacağız. Bundan ibaret değil. Bir taraftan da altyapılar tahrip oldu. Yollar, tüneller, köprüler; bütün bunları tamir ediyoruz. Bir diğer yandan da bu bölgelerdeki ekonomik, sosyal hayatı canlandırıyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Merkez Bankasının rezervlerinde ciddi artış kaydedildiğini anlatarak, şöyle devam etti:
Ülkemizin risk birimi düştü. ‘CDS’ dediğimiz ülke risk primimiz 700’lü puanlardan 270’lere kadar geriledi. Bu ne demek? Hem devlet hem özel sektör artık dış dünyada daha ucuza borçlanma imkanına, kaynak bulma imkanına kavuştu demek. Bu önemli bir ilerleme. Daha da iyi olacak inşallah. Geçen yıl başlattığımız programımızı 2025-2027 dönemini kapsayacak şekilde güncelledik. Programımız ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyütmeyi hedefliyor. Yüksek katma değerli üretim ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla cari açıkta kalıcı iyileşmeyi sağlayacağız. Bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedeflerimiz doğrultusunda 81 ilimizin potansiyeliyle, gücüyle yürümeye devam edeceğiz.
“Bitme aşamasında olan projelere öncelik veriyoruz”
Son 21 yılda Kütahya’ya kamu olarak 101 milyar liranın üzerinde yatırım yapıldığını belirten Yılmaz, kente yapılan yatırımları katılımcılarla paylaştı.
Yılmaz, kentsel dönüşümün önemine değinerek, “Yapmamız gereken, sağlıktaki ‘koruyucu hekimlik’ gibi sorun ortaya çıkmadan riskleri iyi analiz edip riskli bölgelerde dönüşümü sağlamak. Bu anlamda da TOKİ hakikaten yüz akımız oldu. Bakın bu kadar şiddetli bir deprem yaşadık, bir tek kişi TOKİ konutlarında hayatını kaybetmedi. Bu çok önemli bir gerçek. İnşallah önümüzdeki süreçte bir taraftan TOKİ kanalıyla diğer taraftan farklı programlarla kentsel dönüşümü çok daha hızlandırarak deprem riski taşıyan illerimizi geleceğe çok daha dirençli bir şekilde hazırlayacağız. Bunlar arasında Kütahya’da yerini alacak.” dedi.
Proje bazında bitme aşamasında olan projelere öncelik verdiklerini vurgulayan Yılmaz, “Parayı, elinizdeki kaynağı birçok projeye dağıttığınız zaman hiçbiri bitmiyor. Memlekete, millete hizmet edemiyor ama bunu belli projelere odakladığınızda, öncelikle onları tamamladığınızda hem o projeler millete hizmet etmeye başlıyor hem de o projelerden elde ettiğiniz kaynakla bir sonraki sefer çok daha fazla projeye başlama imkanı buluyorsunuz. Dolayısıyla bitme aşamasında olan projelere öncelik veriyoruz. Sektörel olarak da sulama gibi iltisak hatları gibi bilişim gibi alanlara öncelik veriyoruz yatırımlarımızda.” değerlendirmesini yaptı.
Yılmaz, Eskişehir-Antalya hızlı tren hattı hayata geçtiğinde duraklarından birinin Kütahya olacağını, Kütahyalı çiftçilere bugüne kadar yaklaşık 16 milyar lira tarımsal hibe desteği verdiklerini dile getirdi.
Tarımda su verimliliğini artırmayı amaçladıklarını, bu çerçevede planlı üretimi öngören bir destekleme modelini geliştirdiklerini anlatan Yılmaz, “Lütfen bu dezenformasyon kampanyalarına prim vermeyin. Hiçbir alakası yok. Stratejik bir sektör olarak gördüğümüz tarımı desteklemeye, üreten, alın teri döken çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Prensiplerimizi asla bozmayacağız”
Yılmaz, son yerel seçimlerde arzu etmedikleri sonuçlar aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
Sonuç ne olursa olsun biz milletimizin takdirine her zaman saygılıyız. AK Parti faturayı millete çıkaran bir siyasi hareket asla olmadı. Milletimiz ne yaparsa haklıdır. Bize düşen milletimizin verdiği mesajları en güzel bir şekilde almak, onun gereğini yapmaktır, hükümet olarak veya parti olarak. Bunu da yapmaya başladık, yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Milletimizden aldığımız mesajlarla yolumuza devam edeceğiz. AK Parti’yi millet kurduğu gibi AK Parti’yi yenileyecek olan, değiştirecek olan, daha ileri seviyelere taşıyacak olan da milletin ta kendisidir. İşte bu kongre süreçleri bu anlamda bize tarihi bir fırsat sunuyor. İnşallah kongre süreçlerinde sağlıklı bir şekilde tartışarak, konuşarak, istişarelerle, ortak akılla partimizin değişimini, yenilenmesini, daha üst hedeflere doğru yürüyüşünü gerçekleştireceğiz.
AK Parti’nin adının rastgele konulmadığına dikkati çeken Yılmaz, “Adaleti ve kalkınmayı en güçlü şekilde ve bugünkü dünyanın, bugünkü Türkiye’nin şartlarında yeniden ele alarak, en güçlü şekilde ele alarak yolumuza devam edeceğiz. Prensiplerimizi asla bozmayacağız. Değişmemesi gereken prensipleri, ilkeleri asla değiştirmeyeceğiz ama değişmesi gereken hususlarda da cesaretle adımlar atarak milletimizin taleplerine ve beklentilerine cevap vereceğiz.” diye konuştu.
“Bu ülkeyi yönetmek sorumluluk ister”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, muhalefeti eleştirerek, şunları kaydetti:
Muhalefetin hali ortada. Bir politika duydunuz mu, bir vizyon duydunuz mu? Türkiye’yi ‘Biz 10 yıl sonra şuralara taşıyacağız, 50 yıl sonra buralara taşıyacağız’ dediklerini hiç duydunuz mu? Sabah akşam birtakım popülist politikalarla kısa vadeli birtakım çıkışlarla vatandaşı kendilerine cezbetmeye çalışıyorlar. Biraz bu süreçte yaşadığımız sıkıntılar da onlara bir fırsat oluşturmuş oldu ama ekonomideki dengelenme gerçekleştikçe, partimizdeki bu yenilenme gerçekleştikçe muhalefetin bu popülist söylemlerinin de nasıl açığa düştüğünü, nasıl zayıfladığını hep birlikte göreceğiz. Bu ülkeyi yönetmek sorumluluk ister. Sadece popülist söylemlerle herkese mavi boncuk dağıtarak, nasıl yapacağını ortaya koymadan, her türlü konuda birtakım vaatlerde bulunarak bu ülkeyi idare edemezsiniz. Gerçekçi olmak zorundasınız. Her şeyin hesabını, kitabını yapmak zorundasınız. Bir şeyi ‘yapacağım’ diyorsanız, nasıl yapacağınızı, bakın bu nasıl sorusu çok önemli. Ne yapacağınız kadar, nasıl yapacağınızı da ortaya koyacaksınız. Bunu koymadığınız sürece sadece popülizm yapıyorsunuz demektir. Halkımız inanıyorum ki bunları görüyor.
Vatandaşların bir taraftan da yerel yönetimlerdeki performansı gördüğünü, onların da notunu değerlendirdiğini anlatan Yılmaz, “Halkın feraseti her şeyin üzerinde. Halkımız inanıyorum ki herkese hak ettiğini verecektir. Bize düşen çok çalışmak, halkımıza layık olmaya çalışmaktır. Başka da yapacağımız bir şey yok. Hep birlikte bu ülkeyi hak ettiği seviyeye çıkaracak güçlü ve müreffeh bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Sadece bugünü değil geleceği de düşünen bir siyaset anlayışıyla her adımda milletimizin yanında olacağız. Kısa vadede birilerini memnun edip gelecek nesillere bunun bedelini ödeten bir siyaset anlayışından yana değiliz, olmayacağız. Ülkemizi yarınlara, gençlerimize, çocuklarımıza çok daha güçlü bir şekilde miras bırakmanın arayışı içinde olacağız.” değerlendirmesini yaptı.