Zaman zaman sizlerle paylaştığımız haberlerimizde denizlerimizin belirli bölgelerinde renk değişimlerinin yaşandığından bahsediyoruz. Şimdi bu olaya bir yenisi daha eklendi. Arnavutköy Karaburun Sahili’nde denizin rengi turuncuya döndü. Denizin halini gören vatandaşlarsa endişeyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Başkanlığının ‘Alo 181’ hattına ihbarda bulundu. Bunun üzerine harekete geçen yetkililerse endişeleri giderecek açıklamalar yaptılar.
Karadeniz’deki renk değişiminin nedenlerini araştıran bilim insanları, topladıkları numuneler üzerinde test yaptılar. Yapılan testler sonucunda denizdeki renk değişiminin nedeninin fitoplanktonların aşırı artması olduğu anlaşıldı. Uzmanlar, bu noktada iyi de bir haber verdiler. Yapılan incelemelerde, geçtiğimiz yıl denizleri mahveden müsilaja yol açan türler, en azından Karaburun Sahili’nde toplanan numunelerde tespit edilmedi.
Karadeniz’deki renk değişimiyle ilgili açıklamalar İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yelda Aktan tarafından yapıldı. “Müsilaja da neden olan canlı türü fitoplanktonlar. Diğer bakterilerle etkileşim sonucunda müsilaj su yüzeyini kaplıyordu. Yine buna da sebep olan canlılar fitoplanktonlar dediğimiz canlı türü. Bu sefer farklı bir tür fırsat bulmuş, bu artış göstermiş ve renk değişimine sebep olmuş. Şu an müsilaja sebep olan türlerden bu örnek içerisinde göremedik. Ama bu yok anlamına gelmiyor. Sadece fırsatı bu türler buldular, bunlar artış gösterdiler ve renk değişimine sebep oldular. Diğer türler artış gösterseydi, müsilaj oluşturacaklardı.” diyen Aktan, durumu bu şekilde özetlemiş oldu.
“Mevsimsel olarak normal görünüyor”
Prof. Dr. Yelda Aktan’ın yaptığı açıklamaların en önemlisi, ekolojik dengenin korunmasıyla ilgiliydi. Bilim insanına göre denizleri temiz tutmak ve atıkları denizlere karıştırmamak çok önemli. Zira denizlere atık karıştıkça fitoplanktonlar ölmeye başlıyor ve bunun sonucunda da denizdeki oksijen miktarı düşüyor. “Bu artış döneminde Marmara Denizi’nde böyle bir duruma rastlamadık ama dikkat edilmesi ve izlenmesi lazım.” diyen Yelda Aktan, tedbirin elden bırakılmaması gerektiğini belirtiyor.